Gönderi

Mill, insanların, tür için en iyi olan tek bir yaşam biçiminde uzlaşacak şekilde insan iyiliğine dair yargılarında buluştuklarına inanır. Mill’in etik kuramı söz konusu yargıların bir anlatımıdır; siyasi kuramında ise en iyi insan yaşamını etkin olarak geliştirecek olanın liberal toplum olduğuna bahse girer. Mill'in aksine Nietzsche, insanların, iyiye dair makul bir uzlaşıya varamayacak denli farklı olduklarına inanır. Etik araştırmanın ortaya koyduğu şey, iyiye dair bir uzlaşı değil, ona ilişkin bakış açılarının nihai çoğulluğudur. Nietzsche Şen Bilim'de şöyle der: “Bir topluluğun devamlılık koşulları diğer topluluklarınkinden farklılaştığı zaman, farklı ahlakiyatlar var olur; ve geleceğe bakacak olursak (...) daima çeşitli ahlakiyatlar olacağı kehanetinde bulunabiliriz.” Nietzsche'nin yazdıkları tutarlı bir siyasi kuram olarak adlandırılabilecek bir şey içermez. Ancak ona göre farklı rejimlerin, farklı türlerde ve bileşimlerde insan refahını sağladığı söylenebilir. Nietzsche, farklı rejimlerin istenirlik ya da değer açısından sıralanıp sıralanamayacağı konusunda net değildir. Bu kısmen onun, farklı yaşam biçimlerinin değer açısından karşılaştırılıp karşılaştırılamayacağına dair belirsizliğinden kaynaklanır. Bazen bunların bir değer hiyerarşisi içinde sıralanabileceği şeklindeki yan Aristotelesçi bakışı benimser, bazen de bunun olanaksız olduğu yolundaki çoğulcu yaklaşımı kabul eder. Kesin olduğu nokta, türün tamamının, iyinin anlamına dair fikir birliğinin olanaklılığını reddetmesidir. Liberalizmi reddedişinin asıl temelini oluşturan, etik kuramının, işte bu olumsuz, şüpheci tarafıdır.
·
54 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.