Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

166 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Acaba hepimiz birer mazoşist olabilir miyiz?
İnsanları ayırmaya ne meraklıyız! Sen siyahı seviyorsun ben beyazı, sen ocusun ben bucu... Saçma sapan binlerce şey üzerine ayırıyoruz ama bir iyi ya da kötü ayırımı yapmak aklımıza gelmiyor! Ve bu farklar yüzünden onları yok olmaya mahkûm ediyoruz! İkinci Dünya Savaşı yılları, Meşhur toplama kampları... Ne kitaplar yazıldı ne filmler yapıldı. Ama hiçbiri yaşayan biri kadar anlatamaz yaşanan acıyı! Peki onlar bunu anlatmak isteyecek mi? Hangi kelime orada yaşananları dile getirmeye yeter ki? Ya da bu onları bu acıları yeniden yaşamaya itmek olmaz mı? "Yaşadık­larımız hakkında konuşmayı sevmiyoruz. Onları yaşamış olanla­rın hiçbir açıklamaya ihtiyacı yok. O olayları yaşamayanlar ise ne o zaman hissettiklerimizi ne de şimdi hissettiklerimizi anla­yabilir." (s. 20) Acıları anlatamaz dediysem bu konuda yapılan çalışmaları da yabana atmak istemiyorum! " Çizgili Pijamalı Çocuk," gerek kitabı gerekse filmi yüreğimi dağlamıştı. Yaşamadan bilemeyiz ateşte yanan insanın etinin kokusunu! Ya da çok az insan "Hayat Güzeldir" filmini ağlamadan bitirebilmiştir. O kemik yığınlarını üst üste görmek... Ve tabii "Piyanist" +Lütfen ateş etmeyin, ben Polonyalıyım. - Neden o zaman o lanet Alman paltosunu giyiyorsun? + Üşüyorum. Evet hepsi birer başyapıt! Ama hangi çalışmayı okursak ya da izlersek izleyelim o günleri yaşayanlar kadar acıyı hissedemeyeceğimiz ya da anlatan birinin ağzından dinlemediğimiz sürece o acıyı yaşamanın ne demek olduğunu bilemeyeceğimiz bir gerçek! İşte yaşayan biri: Viktor E. Frankl! “Kitaplar yalan söylüyor!” İnsanın, şu kadar saat uyumaksızın yaşayamayacağı söylenirdi. Kesinlikle yanlış! (s. 31) İnsan en güçlü performanslarını en zor dönemlerde sergiler. Hayatta kalma güdüsü bunda oldukça etkilidir. "Öyle yaşayamam böyle yaşayamam" safsataları gerçekten öyle bir durum karşısında kalınca gereksiz birer cümle olmaktan öteye gidemezler. Ya aklı destek olur ya da destek olacak bir aklı bile kalmaz belki de! "Aklınızı kaybetmenize neden olacak şeyler vardır ya da kaybedecek aklınız yok­tur." (s. 34) Eserde anlatılanlar Friedrich Nietzsche Fyodor Dostoyevski Baruch Spinoza Arthur Schopenhauer gibi isimler ile desteklenmiş: Dostoyevski bir keresinde şöyle de­mişti: “Beni korkutan tek bir şey var: Acılarıma değmemek.” Acı... Kitabı tek kelimeyle anlatacak olsam kuşkusuz bu kelimeyi seçerdim! Ne çok acı var... Açlığın acısı, Sevdiğini kaybetmenin, evladını yitirmenin acısı, Hayatındaki insanlardan haber alamamanın verdiği acı, Onurunu yitirmenin acısı... Edip Cansever Edip Cansever'in çok sevdiğim dizelerinde dediği gibi: Acılar da acılaşıyor gittikçe. Sanki bir azarlanmayla ölümü düşünen çocuklar gibi. "ACILAR ACILAŞIYOR." Ya mücadele ediyor ya o gücü bulamayıp yok oluyorsun. Ve hepsinin örneğini bu kısacık eserde görüyor, ortak olamasan da acıda pay sahibi oluyorsun. "Bir insanın acı çekmesi, boş bir odadaki gazın davranışına benzer. Boş bir odaya belli bir miktarda gaz verildi­ği zaman, oda ne kadar büyük olursa olsun, gaz odanın tamamı­na yayılır. Ne kadar küçük ya da büyük olursa olsun, acı da in­sanın ruhuna ve bilincine tamamen yayılır. Dolayısıyla insanın çektiği acının “büyüklüğü” kesinlikle görecelidir." (s. 59) "Eğer yaşamda gerçekten bir anlam varsa, acıda da bir anlam olmalıdır. Acı da yaşamın ka­der ve ölüm kadar silinmez bir parçasıdır. Acı ve ölüm olmaksı­zın, insan yaşamı tamamlanmış olmaz." (s. 82) "İnsan, kendi acıları yo­luyla bir şeye ulaşma şansıyla birlikte, her yerde kaderle karşı karşıyadır." (s. 83) İnsanları ayırmaya ne meraklıyız! Sen siyahı seviyorsun ben beyazı, sen ocusun ben bucu... Saçma sapan binlerce şey üzerine ayırıyoruz ama bir iyi ya da kötü ayırımı yapmak aklımıza gelmiyor! Ve bu farklar yüzünden onları yok olmaya mahkûm ediyoruz! "Bütün bunlardan, bu dünyada iki insan ırkı olduğunu, ama sadece iki ırk olduğunu -soylu insan “ırkı” ve soysuz insan “ırkı”- öğrenebiliriz." (s. 102) Zülfü Livaneli Serenad isimli eserinde şöyle der: "Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!" "Peki, sen ne görüyorsun bakalım?" "İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan." Ben de bu kitaba baktığım zaman yalnızca acı çeken insanlar gördüm! Doğan, büyüyen, kimlikleri nedeniyle acı çekmek zorunda kalan ve ölen insanlar! Kısa, anlam dolu bir eser! Okuyun, Okutun, Paylaşın! Anlam bulsun çabamız! (Bu eserden sonra kendi adıma çok mutlu olamasam da acım anlam bulacaktır! En azından yaşadığım küçük şeyleri dert ederek mazoşistlik yaptığımı fark edip kendime çeki düzen vereceğim.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335,2bin okunma
·
98 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.