“Herkesin gördüğü gibi aşk ne isterse o oluyor, ne kural tanıyor, ne savaş istiyor. Kısacası hiçbir aşk kanla yazılmıyor.” Öncelikle yazarın kalemini daha önce okuduğum kitaplarında olduğu gibi çok beğendim. Konu, anlatım, akıcılık ve bir historical kitapta olması gereken tüm nitelikleri taşıyan romanlar yazan Türk yazarlardan biridir Işıl Hanım. Kitaplarını okumayı severim bu nedenle. Kitap, daha başlangıçta konusu ve anlatımıyla içine çekti beni. 18. Yüzyılda aralarında geçmişten gelen bir husumet olan iki komşu hanedanlık Loren ve Truro. Loren hanesinin babası, sözde Truro hanedanlığı askerleri tarafından öldürülünce, iki hane arasındaki eski düşmanlık gün yüzüne çıkıyor. Ölen lordun kızı Emma, kılıç kullanma, ok atma gibi o zamanın şartlarında sadece erkeklere özgü sayılan konularda kendini yetiştirmiş, cesur bir kız. Babası ölünce lordluk abisi Frederich’in oluyor. Ama, abisi babalarının intikamını almak için yardım toplamaya gidince, toprakların tüm sorumluluğu Emma’nın üzerine kalıyor. Emma, zekası ve vizyonu ile her türlü sorunu çözüyor. Truro hanedanlığının başında ise babasının ölümüyle lordluğu devralmış yakışıklı, çapkın ve savaşçılığıyla nam salmış Vincent Edessa var. Vincent, Loren hanedanlığına saldırmadığını, kimseyi öldürmediğini iddia ediyor ve bir köyde çıkan çatışmada karşılaştığı Emma’yı esir olarak alıp kendi kalesine götürüyor. Tabii ki Emma gibi vahşi bir leydiyi zapt etmek hiç de kolay olmuyor. Vincent ve Emma mücadelesine Vincent’ın küçük kızı Elie ve diğer aile üyeleri de dahil oluyor. Olayların istikameti bu noktadan sonra sevgi, tutku, aşk, inatlaşmalar şeklinde devam ediyor. Bu kısımlarda Emma’nın Elie ile ilişkisini özellikle çok beğendim. Konusu ve anlatımının akıcılığı ile kitabı beğenerek kısa sürede okudum. Fakat, Vincent’ın Emma’ya kitabın bir kısmında uyguladığı şiddet ve taciz sahnelerini rahatsız edici buldum. Çoğu historical okuru gibi ben de bu kitaplardaki sert erkek tiplemelerinden hoşlansam da kadına şiddeti tasvip edemiyorum maalesef. Bu nokta dışında kitabı severek okuduğumu söyleyebilirim. Bu kitapta eleştirdiğim noktalar olsa da Işıl Hanım’ın tüm kitaplarını okumaya devam edeceğimi belirtmek istiyorum. Kitabın içinde bol miktarda +18 içerik bulunuyor, okumayı düşünenlerin bilgisine diyor, herkese bol okumalı, keyifli günler diliyorum. Kitaplarla kalın. “İnan bana, sana olan tavrım, duygularımı ifade etmeye yarayan kelimelerin yokluğundandı. Kelimeler hala yok. Belki de hiç olmayacak…” “İkiniz birbirinizin en yakını, yalnızlığınızın ortağı, sırlarınızın yoldaşı olarak, sevinçlerle çoğalacaksınız. Kötülükleri iyilikle savuşturacak topraklarınızda adalet dağıtacaksınız. Bundan böyle düşmanlarınız için kenetlenip, doğru yolda el ele ilerleyeceksiniz. Olur da şaşırırsanız kılavuzunuz bir diğeri olacak, olur da düşerseniz birlikte ayağa kalkacak, hayata devam edeceksiniz. Dağlarda, çöllerde her daim her yerde yan yana yürüyerek, inişlerde çıkışlarda el ele kalacaksınız. Topraklarınıza umut dağıtacak bereket getireceksiniz….”

Kan ve AşkIşıl Parlakyıldız (Işılca) · İndigo Kitap · 2016309 okunma

·

69 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

papirusktp