Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

434 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
2023 (Tavşan) yılında okuduğum ilk betik [Ocak ayının ilk betiği]
Öykü seçkinin ilk sayfasında “Bu seçkiyi Türk sinemasının yönetmen, senarist, sanatçı ve emekçilerine ithaf ediyoruz,” ifadesi yer alıyor. İzleyen sayfadaki giriş metninde televizyonda (sınalgıda) yayınlanan yerli bilimkurgu ve düşsel kurgu yapımları sıralanırken Türk'ün Uzayla İmtihanı (2012), Gorbi (2019) ve İyi Aile Robotu (2002) yapımlarını da gözden kaçırmışlar. Bu üç diziden sadece Türk'ün Uzayla İmtihanı izledim. Güzel bir yapım olmasına rağmen Show TV, Ustura Kemal dizisini yayımlamak için bu diziyi yayından kaldırdı. Hasat Zamanı (Muhittin Yağmur POLAT); Cengiz Aytmatov gibi Türk destanları ve efsanelerinde geçen uzaylı motifi kullanarak spekülatif kurgu tarzında yazılan öyküde ruhsal ve fiziksel betimlemelerle durum öykücülüğü kullanarak Akyıldız'dan gelen göğün bekçisi Asena'nın soyundan gelen Toygar'ın tatilini zehir eden kişilerin hazin sonu okuyarak öğreneceksin. Polat; Yerli Bilimkurgu Yükseliyor Bilimkurgu Öykü Seçkileri'nin gediklilerinden biri olduğu için her seçkide özünü geliştirmeye açıktır. Bu da bu öykü seçkisinde meyvesini aldı benden. Savunduğum üç özelliğe uygun olan bu spekülatif kurgu öyküye hak ettiği notu verdim. Kadının Biri (Mehmet KARDAŞ); Bu öyküde aslında yaşamımızı kolaylaştıran anılar biriktiren çipin hem olumlu yanı hem de olumsuz yanını gösteriyor. Olumsuz yanı; çip, doğar doğarmaz takılması ve bu çip sayesinde anıları kayıt altında alınırken anne-evlat ilişkisi oluşmasına engel olması. Diğer yanda böyle bir teknoloji harikası kullanılırken daha dikkatli olunmalıdır ki çipin seni yavaş yavaş köleleştirmesinin önüne geçmelisin. Beğendiğim öykü olmasının nedeni hem yerli öykü hem de anne temalı olmasıdır. Ayrıca bu öyküden büyüklerimizin akşam çağrısından önce evde olma tenbihin ne denli önemli olduğunu öğrenirken diğer yandan büyüklerimizin de bizi sıkmamalıdır ki onunla iletişimimiz sağlıklı olmasıdır. Zamansız (Aykut KOCA); Daha önce Gelişme Hedefleri adlı spekülatif kurgu öykü seçkisinde okuduğumda oldubittiye getirilen bir öyküydü. Şimdi ise anne ile oğul kavuşmuş olsalarda ikisinin yaptığı zamanda sıçramalar sayesinde geçmiş ve gelecekte kıyamet kopuyordu. Geçmiş ve gelecek aynı ırmakta aktığında bazen güzel günlere bazen de kıyamet kopmaya vesile oluyor. Anne teması olduğu için hatta etkileyici ve soluğumuz kesen yapısıyla ben de derin izinler bıraktı. Kalem, öykünün ilk haline yaptığım yorumu dikkate alarak öyküyü geliştirmiştir. Anı Sanatçısı (Mehmet Ali KAYNAK); Tek solukta okurken sıkılmadığım öyküde; anıları kaydeden teknoloji (estelikkiç) sayesinde bir kişinin sıkıntısı giderildiği ve o estelikkiç sayesinde tüm ayrıntılarıyla anımsadığı esteliği ona çok sevdiği kız anımsattırdı. Böyle bir teknoloji günümüzde olsaydı hiç unutmadığım esteliklerimi kayıt altına alırdım ve onları tekrar izleyerek o günleri özlemle anardım. Yada aynı esteliği yaşayan kişinin benim hakkımdaki düşüncelerini film gibi izlerdim. Beş yıl önce yaşadığım estelikte tepkisizliğim eleştirilse de kişileri tanıdıkça iyi ki tepkisiz kalmışım. Yine olsa yine tepkisiz kalırdım ve içimden geldiği gibi hareket ederdim. Metaverse Çıkışı (Özlem ERTAN); Betimlemeler ve iki farklı bakış açıların birleşimi öyküye ayrı bir renk katmıştır. Betimlemeler sayesinde özünü o öykünün içinde sezerken farklı bakışların sentezi sayesinde hem yeni teknoloji harikası olan Metaverse'in içinde olduğunu ve sana komut veren yapay zekanın varlığını iliklerine kadar yaşayacaksın. Ayrıca toplumumuz, yeni çıkan teknoloji harikasına o kadar tiryaki oluyor ki çevrenizdeki olağan durumları ve zamanın nasıl geçtiğini görmeyecek hale geliyor. Bu sayesinde ihmal etmelerin artışı toplumun düzenini baltalıyor. Ertan'ın ilk kez bilimkurgu öyküsü okuyorum. Korku gerilimin başarılı kalemi; bu türe başarılı bir şekilde giriş yapmış. Yüzyılın En İyi Yatırımı (Murat Kaya BEŞİROĞLU); Paralel evrende ekonomist ve kamburlu ikizimin yaşamını okurken yüzümü gülümsetti. Beşiroğlu gerçekten beni iyi analiz etmiş. Kedi ve kız çocuğu severim. Ne bilim bir de erkek evladım olsaydı fena olmazdı. Ayrıca ekonomiye daha doğrusu bilmediğim konulara yatırım yapmam. Öyküye dönersek harika bir kurgu olmuş. Sanki bir romanın pilot bölümü okuduğum sezisine kapıldım. Yani imrendiğim bir yaşamı okumak yerine göz önünde karesine karesine canlandığını sezdim. Ekonomiye ilgim fazla olmadığı için upuzun yorum yazamadım. Küresel çaplı bilimkurgu öyküsü en beğendiğim öykülerden biri oldu. İnce Hesap (Emre BOZKUŞ); Tayfun Güneyer'in veliahtı denecek şekilde Türk'ün Uzayla İmtihanı dizisinin devamı yazacak şekilde başarıyla Yerli Bilimkurgu Yükseliyor ailesine dahil olduğunu tebrik ediyorum. Bu öyküde Mars yada onun uydularından birinde kurulan sera lokasyonda geçen Türk mizahi anlayışını bilimkurgu öğeleriyle ilmik ilmik nakış işleyerek kurgulanmıştır. Ayrıca okurken de hiç sıkılmadım. İn cin top oynamadığı bir gezegende yada uyduda geçen Türk izleri yüzümü güldürdü ve gururlandırdı. Bu öykünün en kısa zamanda uzun öykü olarak edebiyat vitrininde görmek isterim. Ayrıca Burak Katipoğlu gibi öykünün adı ve içeriği örtüştüremediği gözümden hiç kaçmadı. Emre ile Burak gelecekte çok iyi kafadarlar olacağı ortadadır. Demedi demeyiniz... Son Domates (Bora AŞIK); Düşlerin İzinde adlı spekülatif kurgu öykü seçkisindeki Hasat adlı bilimkurgu öyküsünü beğendiğim Aşık, uzun aradan sonra yeniden bir öykü seçkisinde yer almasına çok sevindim. Kalem, dersine çalışarak öykü seçkisinin adına yaraşacak türde öyküyle yer aldı. Ümidim bu ailenin kalıcı üyelerinden biri olur. Öyküye dönersek kişioğlu her ne kadar teknolojiyle ve betonla doğayı katletsek de cansız olarak gördüğü doğanın verdiği nimete muhtaç olduğunun farkına varsalar da kölesi olduğu düzenin kısıtlayıcılığından dolayı bunu özlerine kabul ettirmekte zorlanıyor. Ey Tanrı! Son kızanakla özlerini yarı tanrı gören yöneticilerin acizliğini bizlere gösterdiğin için sana ne kadar şükretsek azdır. Kıpırtısız: Ay Güvercini (Çizgi Roman) (Kenan BÖĞÜRCÜ); Öncelikle çizgi romanın renkli olmasını yeğlerdim çünkü kara-ak tüsler yoğunlukta olduğu için kişilerin gözlerini yoruyor. Ümidim bir sonraki seçkide renkli çizgi roman yapılır. Çizgi romana dönersek Türkçe'nin bilimkurgu dili olduğunu görünce çok duygulandım. Uzay terimlerinin Türkçe'sini görünce dilimizin her türde var olacağını bir kez daha gösterdi. Özellikle Astronot sözü için Gökseven önermesini çok beğendim. İlk kez de çizgi roman okumayı denedim ve çizgi romanda ne anlatıldığını bir çırpıda anladım. Zamanla Geçmez (Batuhan POZUT); Aslında bu öyküde sanayileşme ve kentleşme hızından dolayı yaşadığı zamanı beğenmeyen kişilerin bir kaçış imkanı olmasını dilediğini öğreniyoruz. Aşk konusunda Navi Cevdet gibi ayakları sağlam yere basmasa da aslında hangi gönül limanına demir attığımızı bilmeden boşa geçirdiğimiz yılların pişmanlığı yüzümüze günden güne vurulurken iki seçenek arasındaki kararsızlığımızı anlatıyor. Ya aşk yada sadakat? Bazen sevmek yetmiyor çünkü karakter, sevginin önüne geçiyor. Öyküye dönersek Mithat, sadakatı seçerek Aris'e dönerken en heyecanlı yerinde öykü bitiyor. Yeni Kaos (Polat ONAT); Türk Bilimkurgu Edebiyatı'nın gelecek vaat eden isimlerinden biri olan kalem, bu öyküyle seçkiye başarılı bir şekilde giriş yaptı. Öyküde polisiye ögesi olarak Kaos Önleyen Merkezi'nin çalışanlarının beyinlerine takılan implant (bu obje yerine elektronik lens yeğlerdim) sayesinde onlara geçmişi değiştiren olayların öne geçmesine vesile oluyorlar. Burada Uğur Mumcu'nun hayatını değiştiren otobüse binmesini engelleyen karakterle kalem hakkında olumlu yada olumsuz bir fikir beyan edebiliriz ama kimsenin günahına girmemek için iyimser bir şekilde ederinden değer bir not verdim. Boyutlar Arasında (Mustafa Ali TARGAÇ); Görünmez yaratığın adı ve geldiği gezegenin adından bahsedilmediği için bu öykü, yerli bilimkurgu öyküsü olarak kabul edilir. Kişiler ummadığı anda özüne uzatılan ele nankörlük ediyor. Öyle bir görünmez yaratık gelip bana boyutlar arasında geçiş yapma hakkı verilse o yeşil ormanda kalmayı yeğlerim çünkü öz boyutumda boğulmaktansa tarihi sıfırdan yaşarım. Kişioğlu nankör ve başkaldıran olduğu için özüne sunulan ikramı sormadan o anı olduğu gibi yorumlayarak öz boyutuna geçerse canından olur. Yaşamdaki sınavlar böyledir. Bize sunulan seçenekleri sormadan öz mantığımıza göre uygun olanı düşünmeden seçeriz. Dünya'nın Gölgesinde (İsmail ŞAHİN); Dünya ile Ay arasında kurulan İstasyon 3 transfer geçidinde yaşanan olayda aslında yerimize gelecek kişiyi küçümsemeyelim çünkü o kişinin iyiliği sana dokunabilir. Yerimiz değiştirildiğinde soğukkanlı bir şekilde davranmalıyız ki sonucu öğrendiğimizde yüzümüzü kızartacak davranıştan kurtulmayalıyız. Soğukkanlı davranıldığında her şey yoluna girecek. Öykünün olumlu yönüne bakarsak ülkemizde yerli Atlantis veya Yıldız Geçidi yazılabileceğini hatta Türk'ün Uzayla İmtihanı saçma değil ayakları yere basan kurgularla yeniden yazılacağını görüyoruz. Kısmen beğenmemin nedeni heyecanın ve merak uyandırıcılığın limitleri düşüktü. Cansız Mankenler (Meltem DAĞCI); Etkileyici ve ürperici öykünün eksik yanı hemen göze çarpıyor. Teknoloji harikası cansız mankenin ne işe yaradığına dair bir bilgi vermeden bir gerilim havası içinde kurgulanmış öyküde tasarımcı, özünü yaratıcı sezerek büyük bir böbürlenmenin içinde olduğunun farkına varmadığı için cansız mankenlerin aslında canlandığını yada fişlerinin prizde takılı olduğunu görmedi. Lamuş denilen yapay zeka mı yoksa mankurt (siborg) mu bilemediğim çırağın ustasına ihanetini görünce ağzım açık kaldı. Sonuçta bir romanın kesiti olduğumu fark ettim. Etkileyicilik ve ürpericilik, bilimkurgu öyküsü için yeterli olmadığını bildiğim için ederinden fazla değer vermedim. Geliştirmesi adında olumlu yönde geçer not verdim. Kaplumbağanın Gözleri (Emine VİLDAN); Hipnoterapi ile hayvanların (kulaların) gözlerinde kaybolanları görmek hatta katili bulmada kullanılan bilen bir yöntemdir. Ayrıca doğaya verilen zararların onların gözleriyle görerek yanlışlarımızdan geri dönme imkanımız olabilir. Hipnoterapinin hem iyi hem kötü amaçlar için kullanabilinir. Tek temennimiz iyi yönde kullanılmasıdır. Bir de öyküde kaplumbağayı seçmelerinin nedeni ise kaplumbağalar en uzun ömürlü kuladır. Öyküye olumsuz eleştirim ise didaktik anlatım yerine olay öykücülüğüyle yazılsaydı hipnoterapi, akıllarımızda kalıcı bir şekilde kalabilirdi. Madenci (YBKY 9.Kısa Öykü Yarışması İkincisi) (Gizem ÇETİN); Kahraman bakış açısıyla yazıldığı için karakterlerin adları belirtilmediği öyküde; beyini algılayan teknolojiyle ellerimizi kullanmadan beynimizle daha doğrusu düşünceyle çalışan bir işçi sınıfının distopik ortamda belli bir süre tatil günleri vardır. Burada bilgisayar veri madenciliği (dargancılığı) (ki madencilik ile bu teknoloji bağlantısını anlamadım. Bence en doğru beyinle bilgisayar veri işçiliği adı daha mantıklı geliyor.) Olumlu yönüne gelirsek kirlenen Dünya'da kardeşiyle tatil yapmak bence en güzel davranıştır. Kalemdeki kardeş sevgisini öyküyle bizlere geçirdi. Beyaz Sayfa (Mustafa Semih ELİTOK); Bu öyküde gelecekte yeniden takas usulüyla alışveriş yapıldığı dönemde yönetim, halktan nitelikli bilgiler karşısında ürünler vererek ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor. Belli bir süreç sonra halk bu usulün yetersizliğini görüp yönetime karşı başkaldırmak yerine gizli saklı işler yapmaya çalışıyor. Böyle bir düzenin hakim olduğu dönemde yaşamak istemem çünkü takas edeceğim bilginin ne denli nitelikli olduğunu ve belli bir süre sonra onlara sunacağım konusunda aklım durur. Bu düzende yapılan resetleme işi yani hafıza silme işi, bu dönemde mahkumlara ve topluma zarar verenlere vereceğin en güzel cezadır. Böyle bir teknoloji olsa hemen bu ceza, Türk Ceza Kanunu'na girmelidir. Teknik Destek (YBKY 10.Kısa Öykü Yarışması Birincisi) (Selahattin BAŞBOĞA); Öyküde işinden memnun olmayan karakter, işten atılmak için bahane ararken yanındaki adamın Orta Çağ Avrupa'nın Paralel evreninden getirdiği ölü sıçan, veba hastalığını başlatan olgu olarak okurlara sunmuş. Paralel evrenler olup olmadığı konusunda bir muamma vardır çünkü ortada ne bir iz ne de sinyal vardır. Batı bilimkurgu filmlerinden etkilediğimiz konulardan biridir paralel evrenler. Paralel evrenler konusuna inanmıyorum çünkü her kişinin hayatı bir tanedir. Bana da absürt bilimkurgu teması geliyor. Paralel evrenler varsayarak kalemimizin bu evrenlere yolculuğunu meslek edinen bir ulus olduğumuz gösteriyor. Sapma (YBKY 10.Kısa Öykü Yarışması İkincisi) (İsmail ÇAKIR); Bu öyküde zaman yolculuğunu kullanarak belli zaman dilimlerindeki sıkıntıları gidermek için sıkıntı yaratacak kişileri öldürürken bir kurşun, gideceği yoldan saparak Satürn bir uydusuna çarparak o uyduyu paramparça ederek Satürn'un halkaları nasıl oluştuğuna mantıklı yaklaşmış kalem. Öyküdeki konseyin Dünyalı üyeleri bu durumu öğrenince o kurşunun Ay'ı paramparça ederek gezegenimizin etrafında halkalar oluşmasını gönülden istediler. Elbette ben de böyle bir şeyin olmasını isterim ama Tanrı, yaşam barındırdığı gezegenin uydusu Ay her ne kadar etkisiz eleman gibi görünse de bu gezegendeki dengeleri sağladığını unutmayalım. Rüya Reklamları (Fazıl OKUTAN); Öykünde beğendiğim noktalar; kurgunun güzelliği, karakterlerin yerli olması yani gelecekte teknolojide iyi bir noktaya geldiğimizi inandırması ve merak uyandırıcılıktır. Beğenmediğim kısmı ise Düş bilitleri (reklamları) ve yapay düş teknolojisidir. Metafizik konusu olan tini görmediğimiz için tinin düş tünkürü tarafında gördüğü düşleri öykünme teknolojisi olanaksızdır. Gördüğüm düşleri kayıt altına imkanı kısmen mantıklı geliyor. Bu öyküde teknolojisi bana düşsel kurgu geldi. Yapraklar Arasındaki Mucize (İrem SELEN); Homo Antecessor (Kişi öncüsü) ile Törüngey Ata (Homo Sapiens'in atası) arasında geçen ve uzun karanlık çağda kişiler ilkel davranmasının nedeni akıl ve iradeyi kullanmadıklarından dolayıdır. Bu zamanda geçen öyküde iki uzaylı yapraklar arasında saklanıp ritüel yapan kişiyi izliyorlar. Öyküyü okurken yüzünü güldüren bir sohbete tanık olacaksın. Bir de öyküde diyalog şeklinde yazıldığı için mini bir senaryo özelliğini taşıyorlar. Bu tür öykülerde ilkel kişiler; Törüngey Ata ve onun balaları olmadığına inanıyorum çünkü Törüngey Ata'dan önce kişilerin var olduğuna inanıyorum. Sonsuzluğa Uzanmak (Serpil ÜLGER); Bilimkurgu ile düşsel kurgunun karışımında öyküde düşsel kurguyu, Grek ulamışından esinlenerek robotun (işgörücünün) bir denizkızı misali söylediği yırla dedektifi sonsuzluğa uzanması vaadiyle onu modern mankurtlaşmaya (siborglaşmaya) çağırıyor. Kişioğlu, bir şeyin etkisinde kalırsa akıl devredışı kalır. Ayrıca işgörücünün kişi gibi bir akıl iradesiyle konuşması öyküdeki bariz düşsel anlatımdır çünkü işgörücüler bizlerin yaptığı yapay zekalı teknoloji harikasıdır. Akıcı, sürükleyici ve merak uyandırıcılığıyla okurken hiç sıkılmadım. Bilimkurguda böyle saçma düşsel anlatımın olması bana gülünç geliyor. Japon İşi filmindeki düşsel imgeler daha mantıklı geliyor. Emekli (Zeynep OKÇU); Bu öykü sayesinde bize cazip gelen Cyborg'un gerçek yüzünü gösteriyor. Günümüzde teknoloji harikaları öven öyküler hep okuduk. Bu öykü sayesinde ders verici bir şekilde teknoloji harikalarını detaylı araştırıp ondan sonra faydalanmalıyız. Günlük formatında yazıldığı için siborgun aşırı kullanımından dolayı oluşan bir köle sisteminde emekliliğin cazipliğini gözler önüne sererken aslında emekliliğin anlamı ölüm olduğunu öğreniyoruz. Didaktik anlatım öykülerde aşırıya kaçınmadan öykünün içinde yaydırılınca bize göz kamaştırıcı gelen siborgun modern zamanlarda teknoloji ile mankurtlaştırma politikası olduğunu görüyoruz. Sonuçta iş hayatımızda mesai saatlerimizin dışında fazla çalışmamayı ve teknoloji harikasını kullanırken bilinçli olmalıyız. Didaktik anlatımlı günlükler şeklinde yazılardan aslında pek haz etmem. Fakat konu itibariyle siborgun modern zamanda bir mankurtlaştırma sistemi olduğunu savunduğum ve bu tezi desteklediği için kısmen bende bir yer bulan ve bu sebeple kısmen sevdiğim bir hikaye oldu. Uzay Tur Rehberi (Mehmet CANPOLAT); Kahraman bakış açısıyla bir adamın uzay tur rehberliğini seçmesine kadar geçen süreçte bahsederken balaların onun işini sevmesinde etken olduğunu dile getirmiş. Toplumun gözünde hilkat garibesi gibi görünsem de balaların saf yüreklerindeki sevgi, hilkat garibesi olmadığını ve güzel bir yüreğim olduğunu sezdiriyor. Bir de uzaya tur yapılırsa Plüton (Yaltırık) gezegenine gitmeyi çok istiyorum. Gece karanlığı olan buzul gezegeninde dolaşmayı çok istiyorum çünkü Yaltırık gezegeni bana hep gizemli geliyor. Bir gün uzay turları olursa bu düşüm gerçekleşir. Çocukluğun Başlangıcı (Ayşe Gülay YILMAZER); Baba özlemi temalı öyküler ilgimi çekmiyor çünkü babama kırgınım ve kızgınım. Bu da zamanla geçecek bir durum değildir. Öyküye dönersek öykünün adı ile içeriği pek örtüşmüyor çünkü Mars'ta çalışan birinin Dünya'yı özlemesi ve orada doğduğunu dile getiriyor. Bir de Türkler, Mars'taki Solis Lacus demezler ya Güneş Gölü yada Mars Gözü derler. Solis Lacus, NASA tarafında verilen adlandırma olduğu için kalem bu konuda nesnel bilgiyi kullanmıştır. Mars Gözü deseydi etkili olurdu çünkü böyle şeyleri severiz. Her Türk kadını yaşamında bir kez olsun Kedi Gözü denilen bileklik yapmıştır. Zamanın Ötesinden Gelen Haber (Ayşe Sıla UZUNSELVİ); Bir salgın yani distopya bilimkurgu öyküsünde ya koronavirüsün evrimleşip gezegenden tamamen silinmediği dönemde yada yeni bir salgın virüsünden (öyküde salgın hakkında detaylı bir anlatım olmadığı için aklıma koronavirüs geldi) kurtulmanın yolunu arayan doktorun teknoloji sayesinde Sihirli Okul Otobüsü çizgi dizisindeki gibi küçülme özelliği sayesinde salgına bulaşmayan kişinin bedenine girmeye karar verir. Burada alışagelen kültür yerine Avustronezya (Güney Adalar) ulusundan Kiribatiler'in Animizm kültüründen faydalanmasında sıkıntı yoktur çünkü değişik kültürler kullanıp küresel çaplı bilimkurgu öyküleri yazılabilir. Güney Adalar kültüründe düşlerin öneminde bahseder. Burada kişinin kuru inadının hazin sonunu öğreniyoruz. Kovan (Uğur ASLAN); Kısmen yerli kısmen çeviri bilimkurgu öyküsü olarak adlandırdığım öyküde Milred adından dolayı çeviri başkarakterin adı zikredilmediği için yerli olarak belirledim. Öyküde uzay çağında sömürgenin son hali olan uzaydaki Milred kovanında çalıştırılan Afrikalı balanın ailesi için yemek alıp o yemeği barakaya taşıması beni çok duygulandırdı. Başkarakterin Türk olduğunu tahmin ediyorum çünkü sömürgeciler gibi taş kalpli değildir. Kişilik değerlerini koruyarak ailesine yemek alan Afrikalı balanın öldürülmesinin öcü olarak kovanı temizlemeye karar veriyor. Belki var olan düzene başkaldırmasak da gittiğimiz yerdeki bozulan düzeni değiştirmek için çabalanmalıyız. B Planı Olmayacak (Gülnur ERMİŞ); Küresel çaplı bir distopik bilimkurgu öyküsünde karakterler iyi betimlenmediği için Dimash'ın kadın mı erkek mı hatta kişi mi işgörücü mü? Belli değildir. Ayrıca laboratuvar ortamında üretilen virüsün hava yoluyla kişilere geçtiği soluk alma aygıtlardan anlıyoruz ama tam olarak belirtilerini bilmediğimiz için neyin salgını olduğunu anlamıyoruz. Bir de yapay göz, bedenimizin bir parçası olmadığı için o gözle nasıl görebiliriz. Bence onun yerine kök hücreyle üretilen organları, bedenimizde işlevini yitiren organlarla değiştirilme hatta sinir uçlarını da kök hücreyle onarıltabilinir. Kısmen beğenmemin nedeni kurgunun kısmen güzel olması ve yarı yerli bilimkurgu öykülerini desteklememden dolayı. 21. Yüzyıl Mitolojisi (Bahri Doğukan ŞAHİN); Didaktik anlatımın ağır bastığı bu öyküde kalem benim gibi düşünerek 2077-2078 yıllarında insanlığın geldiğini kurgulayarak bu uzay çağındaki ulamış bilgisinin nelerden oluşacağını öngörürken aslında gözden kaçırdığı detay ise robotların (işgörücülerin) ve yapay zekanın yönettiği düzende kişilerin köleleştirildiği için Afrika ve Avustronezya (Güney Adaları) kabileleri işgörücüleri tanrı ve tanrıça olarak yorumlayacaklar. Hatta İşgörücü Digimonları gerçeğe aktarılıp yapay zekalı putlar haline getirecekler. Ayrıca göktaşının Dünya'ya çarpmasıyla kıyametin kopmayacağına inanıyorum. Bu konudaki düşüncelerimi daha önceki seçkileri yorumlarken dile getirdim. Sığ Beta'dan Derin Delta'ya (Özlem KURDOĞLU); Su gezegeninde geçen yarı yerli bilimkurgu öyküsünde didaktik anlatım yerine cinsiyet değiştirebilen uzaylı QaY ile insanın aşkı nasıl başladığını ve insanın o gezegene nasıl geldiğini anlatılsaydı okuması zevkli olurdu. Cinsiyet değiştiren uzaylı kavramı; gezegenimizce transgender veya gay olarak nitelendirilse aslında uzayda böyle bir varlığın yaşaması gayet normal çünkü her türün bir imtihanı vardır. Bizim imtihanımızda hangi cinsiyette doğduysan o cinsiyette yaşamına devam edeceksin. Uzaylılar da ise imtihan farklı olduğu için cinsiyet değiştirme özelliği onlarda yasak olmayabilir. QaY adının yerine Çav-An adı verirdim çünkü Çav erkek organı iken Çavan dişi organı demek ulamış bilgimizde. Irkların Savaşı (Elvin MƏMMƏDOV); Öncellikle Azerbaycan Türkçesi ile Türkiye Türkçesi karşılıklı yapılan söz akımına aktarma deniliyor çünkü diller arasında değil bir dilin iki farklı lehçesi arasındaki söz akımı vardır. Ayrıca paralel evrende geçen alternatif tarih türündeki bilimkurgu öyküsünde Azerbaycan Demokratik Halk Cumhuriyeti'ne yardım eden uzaylının adı Asena olmalıdır çünkü destanlarımızda ve efsanelerimizde uzaylı kavramı dolaylı olarak vardır. Uzaylı ırklarını detaylı betimlemesi olmadığı gibi onlara verilen adlar da keşke Berkay Kuzu'nun hazırladığı kılgı adları olsaydı böylece yerli uzay operasını okumuş olurduk. Öykü seçkisindeki tek Azerbaycan Türk'ü olan kalemin gelişmesi için yorumladım. Normalde yerli bilimkurgu olmayan öyküleri yorumlayarak kısır dögünün içinde yer almaktansa okuyup geçmeyi yeğlerim. Derin Mavi (Arda TİPİ); İlk başta okurken bir uzay operası sandım. Öyküyü okudukça mankurt öyküncü (siborg simülasyonu) tarzında yazıldığını anladım. Öykünün gidişatı bana sanki Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek adlı roman tarzında yazıldığını sezdirdi. Oradaki öykünün sonu yeniden bilimkurgu çerçevesinde yazıldığını his ettirdi. Olumsuz yönüne bakıldığında kıyameti unutup deist bir ortamda kişiliğin zihin-birey ve mankurt olarak ölümsüzleşmesi bana absürt gelen konulardı. Zihin-birey ve mankurt (ergenekişi veya siborg), belki uzaylı türleri olarak kurgulanabilir çünkü uzaylılar ve alemler olduğu için her şekilde betimlenebilinir. Gezegenlerdeki koşullara uyum sağlayan canlılar vardır. Biz organiksek başka gezegendeki de ışıktan varlık olabilir. Bir de adları hiç beğenmedim. Kısmen beğendiğim için başka öykü seçkisinde olsaydı ilk beşin içinde olabilirdi. Bilinmeyene Doğru (İskender YILDIRIM); Çok güzel bir uzay operasını okudum. Okurken kendimi o uzay gemisinin içinde his ettim. Hele de gemi kaptanın keşfettiği pembe atmosferli gezegende onunla dolaşmak bana büyüleyici bir hava verdi. Uzay operasında Yeletin dışında kullanılan adlar Türkçe olmadığı için öykü benden kısmen geçer not aldı. O da kurgusundan dolayıdır. Kurgusundan dolayı tam geçer not versem bu sefer savunduğum düşünceye ters düşeceğim çünkü amacım Türk Bilimkurgu Edebiyatı'nı katledenler olmaktansa geliştirme tarafı olmalıyım. Tanrı koysa bu davamda başarılı olacağım. Sonsuzluk Mavisi (Burak FEDAKAR); Sonsuzluk ... Öyküleri'ni okudukça Zeova türünün aslında balık kişi şeklinde olduğu düşlüyorum. Müziği çok sevdikleri için hatta gücünü ondan aldığından dolayı Pulăyır adı verilmesi daha makuldur çünkü yerli bilimkurgu ruhunun dışına çıkmamalıyız. Sonsuzluk ... Öyküleri ile kalemin uzay operasında gelecek vaat ettiği için bizim Möl ve Na'vi filmlerimizin kurgusunu yazacak potansiyele sahiptir kalem. Önemli olan bilimkurgu dili Türk Lehçeleri kabul ettiğinde onu daha iyi bir yerde göreceğiz. Öyküyü anlamak için karakterler gözümüzün önünde belirivermesi lazım. Xerdan gezegeni neden Mars üssü bombaladığı ve insanları karanlık noktayla köleleştirdi. Bu tür sorular havada kalıyor. Sonsuzluk Aşkı! öyküsünün tadı hala damağımda kaldı. Mümkün Dünyaların En İyisi (YBKY 10.Kısa Öykü Yarışması Üçüncüsü) (Ümit Yaşar ÖZKAN); Bilimkurgu ve Spekülatif Kurgu Öykü seçkilerindeki muammalı kalemine geldik çünkü bazı öyküleri güzel olurken bu ritmi tutmasını pek becermese de gelecek adına umut vaat ettiğini görüyoruz. Bu öyküde ise paralel evrenlerinin mükemmelliği konusunda fizik formülleri kullanarak en mükemmeli Refik-42 denilen Çav-Ansız klonun yardımcısı olan Kronos tarafında bulunduğunu öğrenirken öykünün olumsuz yönü olan Kronos yerine Öğöt Han denilen Zamanın koruyucu ruhunun adı neden kullanılmadığını söylüyorum. Ayrıca cinsiyetsiz kişiyi klonla yaratılması imkansız olduğunu da vurgulamak isterim çünkü kişilerin oluşumunda etkili olan X ve Y kromozomları olmadan hiçbir varlık yaratılmaz. Nasıl Peygamber Olunur? (Emrecan DOĞAN); Bilimkurgunun hangi alt türüne dayanarak yazıldığını bilmiyorum. Geçmişte böyle olay olduysa gelecekteki etkisi nedir? Bilmiyorum. İnancımızda her kavme yalvaç gönderildiğini biliyoruz. Elbette Hitit ulusuna da yalvaç gönderilmiş. Bu öykü, Musevi inancındaki yalvaçların özellikleri çerçevesinde yazılmıştır. Ayrıca uzaylı, bir kişiyi yolbaşçı yani yalvaç seçemez. Bu konuda "Doğrusu Sirius (Akyıldız)'un yaratıcısı odur." ayetine anımsatarak Jüpiter'den gelen uzaylının da yaratıcı Tanrı olduğunu vurguluyorum. Yalvaçlık kısmı çıkarılırsa tarihöncesi bilimkurgu korkusu olarak adlandırılanabilir. Kalem, bu öyküyle inandığı İslam dinine ters düşmüştür çünkü inancımızda yalvaç anlayışında yalvaçlar günahsız ve hatasız kullardır vs. YBKY ekibi periyodik olarak bilimkurgu öykü yarışmaları düzenliyor. Yarışmalarda dereceye giren öyküler o yılın öykü seçkisine dâhil ediliyor. Bilimkurgu Öykü Seçkisi 2022’de dokuzuncu ve onuncu kısa öykü yarışmalarında ilk üçe giren öyküler var. Öyküleri seçerken hangi kıstasları baz aldıklarına anlam veremiyorum. Madem ki "yerli bilimkurgu" etiketini temsil ediyorlarsa o zaman kısa öykü yarışmalarında yerli bilimkurgu öyküsü niteliğindeki öyküleri seçmelidir. Okur olarak onların seçtiklerinin içinde en iyisini bariz bir şekilde rahatlıkla görüyoruz. Gizem Çetin'in "Madenci" adlı öyküsü, 9. YBKY Kısa Öykü Yarışması'nın birinciliğini hak ederdi bence çünkü yerli bilimkurgu öyküsü denilecek nitelikte bir öyküdür. Beğenmediğim öyküleri yorumlamadığımı fark ettiniz. Savunduğum teze uygun olmadıkları için sadece genel bir yorum yapacağım. Öyküdeki kurgunun güzelliği, akıcılığı, sürükleyiciliği ve merak uyandırıcılığı ben de en önemli ölçüt olmadığını altını çizerek vurguluyorum. Ayrıca bazı öykülerde didaktik anlatım aşırılığı resmen göz yoruyor çünkü bilimkurgu öyküleri; aksiyon, macera, heyecan ve nefes kesen özellikler taşıdığı için didaktik anlatımı öykünün içine eşit bir şekilde dağıtılmalıdır. Sezai Özden'in emek vererek her öykü için çizdiği illüstrasyonlar sayesinde öykü gözümüzde canlandırmasına vesile oluyor. Kısmen beğendiğim ve Gönüllüler'in İhtilali yaşandığı öykü seçkisini okuyup okumamayı sizlere bırakıyorum. Nitelikli okur olarak eleştirilerimle yerli bilimkurgu eserleri bulmaya devam edeceğim. Seçkilerde öykü seçimi, yarışmada seçilen öyküler ve güttükleri vizyonlara gereken notu asıl veren biz nitelikli okurlarız. Yerli Bilimkurgu Yükseliyor Bilimkurgu Öykü Seçkisi 2023'te görüşmek dileğiyle özlerinize çok iyi bakınız... #BetikEli #YerliBilimkurguYükseliyor #BilimkurguÖyküSeçkisi2022 #Kolektif #LimanYayınevi #Kitapyorumu #Bilimkurgu #DüşselKurgu #OlayÖyküsü #DurumÖyküsü #DidaktikAnlatım #TürkünZekası #DüşGücü #KitapTutkusu #KitapOkumakÇokGüzelŞeydir #OkudumBitti #Bookstagram #Bookstagramer
Bilimkurgu Öykü Seçkisi 2022
Bilimkurgu Öykü Seçkisi 2022Kolektif · Liman Yayınevi · 20226 okunma
·1 alıntı·
1.800 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.