Gönderi

712 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Keşke Türk edebiyatı-Türkçe edebiyat tartışması yapacağımıza neden savaşlar yüzünden sayısız insanını kaybetmiş bir coğrafyada böyle savaş karşıtı bir roman üretilemiyor diye tartışsak. Büyük bir yazar ile oğlunu savaşta yitiren bir baba birleşince böyle bir kitap çıkıyor ortaya. Oğullarını askere göndermeden önce yazmaya başladığı romanı sırasında savaş karşıtı birçok açıklaması olan Grossman kitabın sonunu savaşta kaybettiği oğlunun yasını tutarken getiriyor ve bu deneyim kitabın her zerresinde hissediliyor. 700 küsur sayfalık bu roman başlangıç bölümü dışında bir yolculuk kitabı olarak ilerliyor. Oğlunu anlatarak savaşın tehlikelerinden korumaya çalışan bir anneye şahit oluyoruz. Aslında Grossman da bu kitabı yazarak oğlunu koruyacağına inanan bir baba. Fakat bu çabalar yetmiyor. Bizim gibi savaşı kahramanlık hikâyeleri ile kutsayan bir topluma çok uzak bir roman aslında. Amacı ne olursa olsun savaşın cinayet olduğu ve cinayetin ne sebeple işlenirse işlensin insanı kötü bir şeye dönüştürdüğü gerçeğini bizim insanlarımızın havsalası almıyor. Taşıdığı bu özel anlamların dışında üç yakın arkadaşın birbiriyle kurduğu aşk-dostluk hikâyesini zaman içersinde yaptığı atlamalarla ilmek ilmek ören Grossman çok kuvvetli bir aşk hikâyesini de anlatıyor aslında. Üstelik bunu bir kadın karakterle yapıyor olması gerçekten takdire şayan. Bir erkekten okuduğum en iyi kadın karakterlerden birisi olabilir Ora. Grossman'ın yazarlığına zaten Bir At Bara Girmiş'den hayrandım bu kitap ile politik duruşuna da ayrıca hayran oldum.
Ülkenin Sonuna
Ülkenin SonunaDavid Grossman · Siren Yayınları · 201974 okunma
·
168 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.