“Fakat ruhunuz acı çekiyor. Tıpkı savaşın ortasında yavrularının ölümünü seyreden bir baba gibi acı çekiyorsunuz. Ruhunuz o denli korkunç bir acı içinde kıvranıyor ki neredeyse gözlerinizden taşacak. Bilir misiniz? Bir canlının gözlerine bakarak onun ruhunun en derinliklerine dek inebilirsiniz. Zira gözler; haritasıdır insan yüreğinin. Işıkta bir kristal gibi parlamıyorsa göz bebekleri bir insanın, dudakları ardına kadar genişleyip açılsa da o insan gülmüyordur. Sizin göz bebekleriniz adeta sütten kesilmiş iştahlı bir bebeğin gözleri gibi. Bir tavşan gibi ürkek ve kaygılısınız. Hayır! Siz incitmek değil, incinmekten korkuyorsunuz.”