Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
Rusya işgali altındaki Türk ülkelerinin bir bir bağımsızlığını ilan ettiği yılların arefesinde doğdum ben. Bosna ve Çeçenistan savaşlarının içinde büyüdüm. Her gece yatmadan annemle Bosna ve Çeçenistan için dua ederdik. Yurtdışında yaşayan ve karayoluyla Türkiye'ye gelen teyzemlere Sırbistan'ı hızlı geçmeleri için dileklerde bulunduğumu hiç unutmuyorum. Arkadaşlarımın hiç duymadığı kimi isimler benim için aileden biri gibiydi. İzzetbegoviç, Dudayev, Raduyev, Elçibey gibi isimleri kitaplardan öğrenmedim, o isimlerin içindeydim. Odamın kapısının ardında yalnızca 7 Türk devletinin bayrağı yoktu, Bosna'nın, Dağıstanın, Karaçay'ın, Tataristanın, Başkurdistanın, Doğu Türkistanın da bayrakları odamı süslüyordu. Anlatmak istediğim şey böylesi bir iklimin içine doğmak ve zulme uğrayanları kurtarmak ümidiydi. Onları kurtarmak için de yapılacak sey Türkiye'yi büyütmek-geliştirmek-kuvvetlendirmekti. Bu yüzden siyasetle de erken tanıştım yalnız iftihar ediyorum ki hiçbir zaman Devlet Bahçeli'yi sevmedim. Aerofobisi yüzünden Doğu Türkistan'a bile arabayla giden, külüstür araba biriktirip arabesk şarkılarla tesbih-yüzük koleksiyonu yapan bir adamın Türkiye'ye ilerici-ihtilalci-yenilikçi bir fikir olarak giren milliyetçiliği taşıyamayacağını düşünüyordum. Kendisi gibi çevresi de donanımsız ve yetersiz kişilerden oluşuyordu, üstüne üstlük çevresindeki adamlar hep ahlak ve etik yönünden problemli kişiler oldu. 50 yılda yalnızca 2 genel başkan değiştirmiş yani kendi içerisinde demokrasiyi oturtamamış bir partinin partizanı olmadım ve kendi içinde bunları çözememiş bir partinin ülkenin kaderini değiştirebileceğini düşünmedim. Düşündüğüm gibi de oldu, şu an içinde yaşadığımız kaotik oligarşiyi bize hediye(!) edenlerin geçmişteki konuşmaları malum. Esere geçecek olursak yazar Bahçeli ile aynı dönemde öğrenim görmüş Dev-Genç MYK üyeliği yapmış ve THKP-C içinde aktif rol üstlenmiş. Hapse girip çıkmış sicilli komünistlerden. Bir de yaptığım araştırmada bir kadını taciz ettiği için bir gazetede yazılarına son verildiğini okudum. Esere bu önyargılarla başladım fikriyat olarak tam karşımdaki birinin yazdığı şeylerin objektif olacağını beklemiyordum zaten ama soldaki komplo teorisyenliği artık ruh hastalığı boyutlarına vardığı için komplo teorileriyle dolu bir kitapsa zamanıma yazık olacak diye korka korka okudum. Yanıldığımı itiraf edeyim zira yazar sanki parti merkezli bir almanak almış da oradan yararlanmış gibi pek cok şeyi sıra sıra yazmış. Tabii her komünistin değişmez yaftası olan faşist kelimesi burada da yerli yersiz çokça kulanılmış. Yazılar bazen birbirini tekrar etmiş. Dizgi hatası mı yoksa yazar bunları bir yerden kopyaladı da sonra unutup tekrar mı kopyaladı diye düşünmeden de edemedim. Yazarın sevdiğim yönü kronojik bir okuma sunması oldu. Bahçeliye eleştiri olarak daha akıllıca şeyler yazmasını beklerdim, falsoları öyle çok ki bulmakta zorlanmazdı da. Genel itibariyle eser "politik almanak" desem yanılmam herhalde. Sathi bir MHP okuması yapmak için ideal fakat tafsilatlı bir Devlet Bahçeli eleştirisi bekliyorsanız hayâl kırıklığına uğrarsınız.
MHP'nin Devletle Bitmeyen Dansı
MHP'nin Devletle Bitmeyen DansıŞaban İba · 02 okunma
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.