Sartre dedi ki, "İnsan özgürlüğe mahkumdur."
Sartre'a cevaben dedim, "Hayır, insan mahkumiyetlerinde özgürdür." Tam yine koyu bir tartışmaya girecektik ki bir anda kapıdan içeri hızlıca Vassaf girip şöyle itiraz etti, "Arkadaşlar lütfen! İnsanı niye mahkum ediyorsunuz?!"
:)
Uzun zamandır post modern bir okuma yapmamıştım ve bu kitabı okurken tam olarak yukarıdaki olayı yaşadım diyebilirim. Ancak Vassaf amca (izni olursa ya da "hayır, bana sınırlarını aşıp teyze de!" demezse ona amca demek istiyorum! :)) her post modern gibi beni ikna edemedi. İlk Fucoult ve Boudraillard ile tanıştığımda ne kadar haklı ve doğru bir görüş diye iştahla okurken zamanla (her görüşte olduğu gibi) bu düşünce tarzının da çelişkilerini fark ettim. En büyük antitezlerinin, bizzat tezlerinin kendisi olmasıydı bu çelişki ve gözümde her görüşten daha da dibe çökmesine sebep oldu bu. Post modern olmak (iddialı olacak ama) bana kalırsa diğer tüm görüşlerin temsilcisi olmaktan daha zordur. Çünkü her şeyi eleştiren olmak demek kendini de eleştirmek demektir. Ya da en basitinden bir görüşü savunmayı, eleştirmeyi de eleştirmektir. O halde eleştirmek de yanlış olur. Uzatmayayım, bu çıkmazdan kurtulmak neredeyse imkansızdır. Ancak gariptir, post modernler yine de bu tutumu doğru görür. Sorgulamayı sürdürmesi en büyük dayanakları olsa gerek. Oysa sorgulamak için böylesi uçlarda durmaya pek de gerek yok gibi geliyor bana.
Vassaf'ı okurken de diğer post modernlere sorduğum gibi "Senin derdin Tanrı olmak mı amcacım? Çünkü başka bir açıklaması yok gibi bu isteklerinin..." dedim. Çün bana öyle geliyor ki gerçekten her şeyi eleştirmek tutumunu ancak Tanrı takınabilir. İnsanın sınırlılığı sormuş olduğu "Neden özgürlüğümü bu şekilde sınırlıyorum ki?" sorusunun bizzat içinde yatıyor. Her şeyden önce özgür müyüm diye sormak gerek hatta. (Bence değiliz çünkü. En azından hayal edilen bir sonsuz özgürlüğümüz yok.)
Ancak yine de kitap okunmalı mı, evet okunmalı. Öyle ya beni sıktıysa bile, başkasında ufuk açabilir. Ki gerçekten post modernizmin kendisine olmayan bu hayrı, ucundan onunla ilgilenene dokunabilir. Bir zamanlar bana dokunduğu gibi... Okuyun, okutun. Sadece, eleştirerek okumayı unutmayın. :)
Keyifli okumalar...