Bir DOĞULU olarak bu yazıya uzun bir yorum yapmazsam bu gece uyuyamazdım :)
Öncelikle coğrafya- Kader ilişkisine; imkan ve fırsat eşitsizliğine öğrencilik sürecimin son demine kadar katlanmış biri olarak yazıyorum bu satırları...
Ve gururla söylüyorum ki ben başardım ve ben başarmak için hala yoldayım...
Bunları söylüyorum çünkü sizinle ne kadar derin empati yapabildiğimi anlayın olur mu...
Duygularınıza misafir değil ev sahibiyim yani...
Doğu'da insanlar sevmiyor,değer vermiyor değil aslında sadece öğrenmedikleri bir şeyi göstermeyi de bilmiyorlar o kadar...
Doğu'daki baba için seni seviyorum demek daha çok hayvan bakmaktır...
Doğu'daki anne için seni seviyorum demek daha çok bağ bahçe ekmektir ...
Akşam olunca gelip konuşarak derdini dinlemez ve dindirmez belki, çünkü onlar için dert dindirmek eşittir evdekileri aç bırakmamaktır...
Tezek yapan soba yakan ve inanın ki yüzünüze söyleyemese de içten sizi çok ama çok seven o anne ve babaların elleri öpülmeyi en çok hak eden eller...
Yani kızmayın onlara çünkü onların da başına bir el değmemiş hiç.
Ve hani diyorsunuz ya Doğu'da pırıl pırıl parlayan çocuklar var , İşte o çocuklara bu ışık biraz da bu imkânsızlıklardan geliyor,
Kapıda beklemiyorlar çocuklarını, kaçıncı sınıfa gidiyor bilmiyorlar, Kaç yaşına basacak, kaç doğum günü geçti ömründen bilmiyorlar fakat sadece gözlerine bile bakınca demek istediklerini okuyabiliyorsun " Kurtar kendini, bizim gibi olma" belki o ışığı devam ettiren çocuklarda ki o kurtulma ve kurtarma arzusudur ne dersiniz?
Kentin hız ve haz tuzağına henüz düşmediği için hala bir yerlerde düşünen ve hayal kuran bir zihinleri vardır belki de ...
Lütfen beni yanlış anlamayın ne demek istediğinizi harfi harfine anlıyorum çünkü dediğim gibi ben bu hikayeleri dinleyerek büyüdüm...
Fakat şimdi geldiğim noktada iykilerim keşklerimden o kadar çok ki :
Evet kent bana daha iyi bir eğitim getirebilirdi belki şuan bir kaç dil bilip bir kitabım bile çıkmış olabilirdi...
Ama çok eminim ki şuan yazdığım satırları yazdıracak hikayelerim, ilham sözcüklerim yarına umutla bakmama neden olan hayalden uçurtmalarım olmayacaktı(!!!)
Kalbim ota, kuşa, insana, böylesine merhametle çarpmayacaktı
Bir yaşlı gördüğümde bu kadar kolay duygulanmayacak,
Bir komşumdan bir tabak yemek aldığımda bu kadar kuşkusuz yemeyecek,
Kapımı kilitlemeden uyumak nasıl bir duygu bilmeyecektim belki de hiç...
Zor ve üst üste gelen şeyler yaşamışsınız ve kendinizi oldukça değersiz hissedecek bir tecrübeden geçmişsiniz...
İsyanınızı ve sesinizi duyuyorum bilin olur mu ve konuşmak isterseniz özelden lütfen bana yazın 🦋🌹😇