Gönderi

Adeta bir inek bakıcısı durumuna düşmüştü!. Sanki bir işi, bir ticarethanesi değil, doymak bilmeyen bir ineği vardı!. Ağzı devamlı açık olan bu İneğine ne kadar çok yedirirse, bu inek o kadar çok büyüyor ve o kadar çok süt veriyordu. Dolayısıyle sağdığı süt ile daha fazla yem alıp, ineğe daha fazla yem vermeye ve daha fazla süt sağmaya devam ediyordu. Tabi ki İnek büyüdükçe, yaptığı iş de büyüyordu Saffet hocanın. Ne var ki her geçen gün ineğe daha fazla yem vermesine, ineği daha fazla sağmasına ve ineğin altındaki pislikleri daha fazla temizlemesine rağmen ailesiyle birlikte içtiği, içebildiği süt yine üç-beş yudumdu!. Oysa mülkün gerçek sahibi olan Allah (c.c.) "Ey Saffet. Bir saatlik dünya yaşantında rızkını kazanmak İçin büyük bir ineğin mi, yoksa küçük bir koyunun mu bakıcılığını yapmak istersin?" diye sorsaydı, bu kısacık dünya haya­tında koyunun işini bile oyalayıcı görerek "Ya Rabbi, tavuk yok mu?" diye sorabilirdi.
·
18 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.