Gün Olur Asra Bedel, bilge bir adamın ölümü ve akabinde onu geleneklerine göre defnetmek için yola çıkan vefalı dostunun uzun yolculuğu ile başlıyor.
Bu yolculuk bize Sarı Özek bozkırındaki sessiz yaşamı, çocuğu mankurt yapılan anayı, sistem için, kralcılık için mahvedilen yaşamları anlatıyor.
Cengiz Aytmatov tüm bunları Yedigey’in özelinde anlatmış. Yedigey, 2. Dünya Savaşına katılan ve yaralanarak dönen bir askerdir. Döndüğünde bozulan sağlığının düzelmesinde bilge Kazangap’ın büyük katkısı vardır ayrıca Yedigey ve ailesini bozkıra yerleştirip onlara iş vermiştir. Boranlı istasyonunda demiryolu işçiliğine başlayan Yedigey hayatını trenlerin yollarını açmaya adamıştır. Kendini işine ve ailesine adayan Yedigey’in hayatını bozkıra gelen bir aile sarsar. Onlar Abutalip ve ailesidir. Abutalip ile karısı öğretmendir ancak Abutalip katıldığı 2. Dünya Savaşında yaşadığı bazı olaylar dolayısıyla istifa ettirilmiştir bunun sonucunda aile kendini Boranlı İstasyonunda demiryolu işçiliği yaparken bulmuştur. Abutalip, romanda değerlerine bağlı, geçmişini bilmeden geleceğini sağlam temellere inşa edemeyeceğine inanan bir insandır. Bunun sonucunda bildiği, öğrendiği; gelenekleri,efsaneleri ,türküleri her şeyi çocuklarına yazmaya başlar. Bunun duyulması sonucu gerçekleşen olaylar Yedigey’i çok etkilemiştir.
Gün Olur Asra Bedel’i her okurseverin okuması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu kitap yaşamın ta kendisini anlatıyor. Okurken sadece bir roman okuyor gibi değil de sanki bir tarihi okumuş gibi oluyorsunuz. Efsanelerin içinde kendinizi buluyorsunuz. Ben olsam ne yapardım? Sorusu defalarca sizi düşündürüyor. Bunda büyük yazar Cengiz Aytmatov’un katkısı tabii ki yadsınamaz. Yazar, muazzam anlatımıyla kahramanlarımızla empati yapabilmemizi, duygularını içimizde hissedebilmemizi sağlamış.
Bu kitabı okurken; zalimler tarafından çocuğunun hafızası yitirttirilen Nayman Ana ile ağlayacaksınız.
Bu kitabı okurken; sırf çocukları atalarının türkülerini, efsanelerini unutmasın diye bunları yazan Abutalip’in akıbetini merak edeceksiniz.
Bu kitabı okurken; insanın içindeki iyi ile kötü, doğru ile yanlış çelişkisini içinizde hissedeceksiniz.
En önemlisi bu kitapta; vefalı evladın ne kadar önemli olduğunu göreceksiniz.
“Diyelim ki buradan gittin. Gitmekle kendinden kaçıp kurtulacağını mı sanıyorsun? Hayır Yedigey, kaçmakla kurtulamazsın. Yiğitlik kaçmakta değildir. Eğer yiğit isen, bildiğim Yedigey isen, burada kalıp üstesinden gelmelisin o meselenin. Herkes gidebilir, herkes kaçabilir ama, herkes kendine hakim olamaz, herkes kendine karşı zafer kazanamaz.”
Keyifli okumalar diliyorum.
