Gönderi

1944'ün unutulan isimlerinden Türkçü-Turancı Selahattin Ertürk
12 Mart'tan sonraydı. Benim çok sevdiğim Tuncer Tuğcu; bilim felsefesi hocamız. Muhtıra'dan sonra, en az iki üç hafta çantamızda pijamalarımızla gezdik, Tuncer Hoca'yla, biz solcuları tutuklayacaklar diye. Hoca da ben de TİP'e daha yakın ve de 'Milli Demokratik Devrim'ciler ve Maocuların aksine, bu muhtıranın anti-feodal ve anti-emperyalist ilerici bir müdahale değil, en ilkelinden bir faşist darbe olduğunun farkındaydık. Ancak baktık ki bize bir şey yapmıyorlar, hükmümüzü verdik: Bu faşistler, "gerçek solcu kimdir?", onu bile bilmiyorlardı. Fakat muhtıradan bir iki ay sonra, kendisini Hacettepe'ye aldırtan sınıf arkadaşı Kuçuradi'nin teşebbüsü üzerine ve de Doğramacı'nın iradesiyle üniversiteden atıldı ve bu süreçte bir ADAM, üniversite senatosunda yumruğunu masaya vurup "fikriyatından ötürü üniversiteye adam alınmazdı, ama yine fikriyatından ötürü üniversiteden adam atılmaz da" dedi ve bu adam Necati Öner, kendisine destek verenler ise sadece, her ikisi de rahmetli Selahattin Ertürk ve Suud Kemal Yetkin idi. Ama çok önemli bir nokta var ki, Tuncer Hoca, daha önce de belirttiğimiz gibi sosyalist, Necati Hoca ise, Erzurum'dan senatör adayı gösterilecek kadar MHP'li idi. Selahattin Hoca eğitimbilimci idi. Yakışıklı adamdı, yaşlandıkça daha yakışıklılaştı, dalgalı saçları beyazlaştı, ama neredeyse hiç dökülmedi; çapkın olduğu da söylenirdi. 1940'lı yıllarda Turancılığa da yakın imiş; ama 12 Mart'a gelene kadar hiçbir hocamızın yapmadığı bir şeyi yaptığı için, "işte ne olacak faşist" dendi kendisi için: Selahattin Hoca, kendisi ders anlatırken amfinin kapısını çalma zahmetine katlanmak bir yana, en sert biçimde açmayı marifet sayıp hocanın suratına bile bakmadan "arkadaşlar şimdi forum var, gelin" diyen 'devrimci (tabi: milli demokratik?)' arkadaşlara "Oğlum ben şimdi burada ders yapıyorum, lütfen dışarı" deme cesaretini gösteren benim gördüğüm tek hocaydı. Hoca, insanın ancak dille düşünebileceğini, o yüzden de insanın her şeyden önce dil üzerinde düşünmesi gerektiğini bilip herkese öğretmeye çalışan biriydi. l 970'li yılların başında Türkçedeki ilk okuduğum testleri hazırlayan kişi de kendisi oldu; ben bu testin her iki versiyonunda da iki-üç ay arayla hem tam not alan, üstelik bunu test için verilen sınav süresinden de önce bitirerek başaran tek kişi olmuştum. Güzel hocam, 12 Mart'tan sonra, üniversiteyi basıp dersliklerden, amfilerden öğrenci toplayan polislere de "Memur bey, burada ben ders yapıyorum, işinizi dışarıda görün" diyebilen nadir hocalardan biri, belki de tek hoca oldu ve tabii bu sefer de adı 'komünist, anarşist ve de hatta Maoist'e çıktı: Güle güle uyusun.
·
50 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.