Soluksuz Okunacak Bir Fowles Romanı DahaJohn Fowles, Yaratık adlı romanında bizleri boru işleyebileceğimiz, jelibon madenlerini çıkarabileceğimiz ve Lozan'ın gizli maddelerini yırtıp atabileceğimiz kutlu 2023 yılından 18. yüzyılın İngiltere'sine götürür. Tacir sınıfı yükselmektedir ve bu yükseliş, asırların sarsılmaz statik hiyerarşik düzeninin duvarını zedelemeye hızla devam etmektedir. İnsanlar yavaş da olsa artık ait oldukları toplumsal tabakadan ayrı bir insan olduklarını hissediyor, bireysellik ateşinin dumanı tacirlerin denizleri aşarak getirdikleri altınlar, gümüşler ve türlü ticaret ürünleriyle yükselerek mevcut düzenin değerlerini bozmaktadır. Demokrasinin ayak sesleri her geçen gün daha yüksek sesle duyulmaktadır. Tüm bunlar, romandaki farklı katmanlardan karakterlerin üzerinde bir endişe ve korku bulutu olarak dolaşmaktadır.
Soylu babasına karşı gelen kahramanımız, geleceğin iman doktrini haline gelecek ilerleme ülküsünü erken içselleştiren biri olup mevcut dini, toplumsal konuları sorgulayarak hem babasının hem de ait olduğu tabakanın tepkisini çeker. Ama onu ilginç seyahatine çıkaran cinsel iktidarsızlığından garip bir yöntemle kurtulma arzusu olur. Kendisine benzeyen dilsiz ve sağır uşağı, kendisinin dayısı rolünü yapması için tuttuğu bir aktör ve yoldaki bir genelevden kiraladığı bir hayat kadınıyla seyahat ederken uğradıkları bir yerde, romanın geri kalanına hakim olacak soruşturmaya mahal verecek olaylar yaşarlar. Romanın dokusu gereği spoiler verilmemesi elzem, ben de vermeyeceğim. Sadece kitabın arka kapağında yer alan bilgiyi, yani hayat kadının İngiltere'deki bir tarikat olan Quaker'lardan olduğunu belirtmek isterim. Bu, romanın önemli bir bileşenini oluşturur nitekim Fowles, Sondeyiş kısmında bu tarikatı neden kullandığını açıklar.
Fowles'ın romanlarını okurken birden fazla nedenle çok haz alırım. En başta gizemi çok iyi kullandığı için romanlarını soluksuz okuyorum her defasında, ikincisi çok sevdiğim bir alan olan tarihi, kurgusunda çok iyi kullanarak adeta o dönemde yaşıyorum hissi verir, üçüncüsü hem çevre hem de karakter betimlemelerini harika yaparak adeta beni romanın geçtiği atmosfere sokar. Neticede ortaya tadından yenmez bir edebi eser çıkar.
Keyifli okumalar..
