Gönderi

"Onlara şöyle dedim: Yavrularım, ben gidiyorum, zamanım doldu, bir daha karşılaşır mıyız bilemem, burda kaldığım süre içinde sizlere birçok şey öğretmeye çalıştım, birçok şey öğrendiniz, örneğin, dünyanın döndüğünü, uçakların nasıl uçtuğunu, gemilerin nasıl yüzdüğünü, dağların oluşumunu, insanların türeyişini, nasıl yediğimizi, nasıl özümsediğimizi, nasıl sıçtığımızı, nasıl öldüğümüzü, bütün bunları öğrendiniz, değil mi yavrularım? Ama ben, şimdi giderayak, sizden bir şey istiyorum: Bütün öğrettiklerimi unutun. Dünya dönüyor, evet, ama belki de burda, bu dağ başında dönmemesini bilmek daha doğrudur. Size Hayat Bilgisi dersleri verdim. sevgili çocuklar, ama hayatın gerçek bilgisini, siz, kendiniz, burda iki snır arasında, bu dağ başındaki köyünüzden uzak kentlere gittiğinizde, askerliğinizde, öğreneceksiniz. Unutmayın ki, kitaplarda yazılanlar, okullarda öğretilenler her zaman doğru değildir.Benim için doğru olan, sizin için gerekli değildir. Eğer öğrettiklerimin çoğu böyleyse, bağışlayın beni. Çünkü ben başka bir yerden geliyorum yavrularım ve gördüğünüz gibi, karların erimesiyle de gidiyorum işte. Nereye gittiğimi kesin olarak bilmiyorsam da gidiyorum, Burda kalacak olan sizlersiniz.Burda yaşayacak olan sizlersiniz. Sizler, karın üstünde yalınayak yürüyüp ölmeyenlerdensiniz..."
Sayfa 188Kitabı okudu
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.