Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

779 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Aşk, nefret, öfke, iyi niyet, siyaset… Dostoyevski’nin kalem gücüne olan hayranlığımı bu eser bir kez daha katladı. Eser biraz fazla uzadı okuma sürem olarak. Birtakım şeyler Dostoyevski ile aramıza girdi ve kitap geç bitti… Kitabın bi bölümü klasik Dostoyevski eserinde geçenler gibi. •Karakterler, yan karakterler, iç konuşmalar ve sıtma hastalığı gibi. •Dostoyevski’nin mutlaka bir karakteri hep yataklı, döşekli, sıtmalı bir hasta olarak kullanır ve ne hikmetse bu hasta, konuşması ve düşüncesi güçlü olan ama fakirlik içinde ölen birisidir. •Ruysa’nın yönetimi, Rusyaya olan sevgisini mutlaka işler. Kitap içinde yine erkekler toplanır ve bu konu hakkında tartışırlar. •Kadınlar için ise hep bi kıskançlık olur. Bazı kadınları aşka sadık olarak aktarırken bazılarını kararsız ve dramatik kadınlar olarak tanımlar. Saydığım bu birkaç özellik hemen hemen her Dostoyevski eserlerinde bulunur. Şimdi de “Budala” eserinde birkaç kişiden bahsetmek istiyorum. Ve aynı zamanda kitabı da özetlemiş olurum. *Nastasya Filippovna: bu karaktere aslında kızgınım. Çünkü ne yaptığı belli olmayan,şımarık bir karakter bana göre. İnsanların ona olan sevgisini hor gören biri. Buradaki erkekler de bi tuhaf, o kadar ezik muamele görmelerine rağmen sırf güzelliği için peşinden koşmaya devam ediyorlar. Nastasya biraz da kafası karışık karakter. Ya da ilgi bağımlısı, herkesin onu sevmesini ve onun için savaşmasını bekliyor. Ki oluyor da bu olay. •Rogojin: aşk tanımımı Rogojinde de bulamadım. Onun sevgisi karşılıksız, bu doğal bir durumdur. Fakat insan arsız olmamalı bence. Seni sevmeyen birinin üstelik hakaretler yağdıran , ezen, aşağıllayan birine karşı yine ona yalvarmak aşırı toksik geliyor. Ve bir süre sonra bu aşk olmaktan çıkıp, tamamen takıntılı olma durumuna geliyor. Ne demiş üstadım Nazım Hikmet; “yani sen elmayı seviyorsun diye, elmanın da seni sevmesi şart mı?” Çok güzel özetlememiş mi konuyu. Aşkla , takıntılı olma durumunu ayırt edebilmeli insan. •Lev Nikolayeviç Prens: saflığın, iyi niyetin, tuhaflığın vücut bulmuş halidir. O kadar iyi niyetli ki, insanlar onunla dalga geçmesine rağmen anlamıyor bazen. E saflık üzerine aşk eklenince daha da üst safhaya çıkıyor durum. Şahtı şahpaz oldu meselesi misali. Burçlara inancım yok ama sizin deyiminizle tam bir ikizler burcu. Bütün kadınları sevmek isteyebilir. Ve bunun nasıl olduğunu anlamaz. Kitapta iki kişiye de ilgi duyduğunu ifade eder. Şunu unutur ki , aşk sadece bir kişide yaşanır. Genel olarak kitabı okurken; sinirlendim, hüzünlendim, hasta oldum, olmadığım aşkın acısını çektim, kendi ülkemin derdi yetmiyormuş gibi bir de Rusyaya üzüldüm. Yani sonuç olarak yazar bizleri tüm duygu durumunu en doruk noktasına kadar götürüyor. Ve bunu yapmakta büyük bir ustalık gücüne sahip. Kitabı beğendim, zaten genel kültür olarakta mutlaka okunmalı. Okuyacaklar için keyifli okumlar dilerim
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201225,3bin okunma
·
137 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.