Gönderi

192 syf.
·
Not rated
Kadir Cangızbay adını bundan 3-4 yıl önce duymuş olmalıyım. Her ne kadar olumsuz bir anlam içerse de kelime anlamına göre tam bir "irredantist" ve pek tabii milliyetçi olduğum için, anarko-sosyalist olarak bilinen biri bana çok ilginç gelmişti zira o güne dek Türkiye'de bu vasfı taşıyan bir vatandaş görmemiş, duymamış, bilmemiştim. Cangızbay ki bu soyismindeki Kazak tınısına rağmen baba tarafından Kırım Tatarı, senelerce çocuk beklemiş, evlat hasreti çekmiş bir ailede doğmuş. Pek bahsetmiyor, çok misal getirmiyor ama üstüne titrenerek büyütüldüğüne şüphe yok. Politik bir makalesini okumuştum da pek çok yerine katılmamış ve kimmiş bu adam diye fotoğraflarını aratmıştım internetten. Anarko-sosyalist, liberteryen bilmem ne gibi sıfatlara karşılık kırmızı atkısıyla gezen, pipo kullanan, uşanka giyen, ya Wilhelm stili sivri ya a Stalince pos bıyık bırakan bir kişi beklerken, enine çizgili polo tişört giyip bagajında mangalı eksik olmayan o bilindik "doblocu dayı" tipinde biriyle karşılaşmak oldukça şaşırtıcıydı. Cangızbay aslında birbirlerine Maocu Bozkurtlar ve Sosyal Faşistler diyen sol gruplardan farklı bir porte. Milli Demokratik Devrim'cilerle arası pek hoş değil yani şu Mihri Belli takımıyla. Stalinistleri de sevmiyor ki Çek ve Macar işgallerini de asla tasvip etmediğini söylüyor. Bu sevindirici doğrusu, devrim ihraç etmeyi zorla ve sürekli devrime çeviren bir idareyi meşrulaştırmayı kendilerini zeki addeden-zanneden solcuların pek çoğu düşünmüyor, ya da düşündüğü halde bunu kendisini kandırmak için farklı sebeplerle dile getirmiyor... Buradan sağı olumladığım-güzellediğim sanılmasın. Emin olsun ki "nefretimde sosyalistim" bugünkü sağdan da bugünkü soldan da eşit-denk nefret ediyorum. Tiksindiriyorlar beni... Kafkasya hizbi denen Stalin takımının planlı cinayetlerine İnsan kıyımına ses çıkartamayıp "ama devrimin bekası" diyen aptalla, Büyük Doğu kuracağız, Başyüceler meclisi bilmem ne diyen saftirikler arasında zerre kadar fark görmüyorum. Hayır bir kere düşün kardeşim, diyorsun ki Başyüce alanında iyi olanların en iyisi. E ama senin alanında en iyisi olduğuna kim karar verdi ki en iyisini seçebileceksin? Kaldı ki bu rantçı-talancı-hırsız kadroyla mı istediğin düzeni kuracaksın? Sidikle ağaç sulanır mı? Sularsan ektiğim tohumun çürüyeceğini hiç mi düşünmüyorsun? Düşünmüyorlar ya da şu an işimize gelenleri kullanalım yarın olunca, şartlar değişince bakarız gibi bir anlayışa sahipler. Bu iki kesim de uzlaşması zor, eleştirdikleri insanlar kadar nadan tipler ama birbirleri arası geçiş de söz konusu. Bkz; Barancılar. Üniversitede şöyle bir ara formla bile karşılaştım. Leyla Halid ve İliç Ramirez Sançez'(Namı diğer Çakal Carlos) leri övüp hem de Gaspıralı'ya Çarlık rejimini övdüğü gerekçesiyle söven kişiler söz konusu devlet aygıtını ele geçirmek olunca sıkı birer AKP'li oluyordu. Nitekim bunun karşılığını da aldılar. Kimisi Anadolu Ajansına kimisi TRT'ye elbette alınlarının teri(!) ile hak ede ede (!) tasfiye ettirdikleri kadrolara karşılık girdiler. Dedim ya nefretime sosyalistim diye, bu yalnızlaşmayı beraberinde getiriyor. Pişman değilim ama yanlış bir yolda, yanlış kişilerle yürümektense ıssız bir yolda yalnız yürümek yeğdir. Cagızbay'ın ekstrem bazı yönleri olsa da hatıralarına muhatap olmaktan mutlu oldum. İnsan taban tabana zıt fikirleri de okuyabilmeli ki zıtlıkların gücünden yararlansın, muhakeme kabiliyeti artsın. Üniversitemi Ankara'da okudum, askerliğimi Ankara'da yaptım. Bahsini ettiği yerlerde yürürken, nöbet tutarken uzun süre bulundum. O yüzden adı geçen yerlerdeki yaşanmışlıklar da beni cezbetti. Eserdeki bahsettiği kişilerin hayatlarına birkaç satırla da olsa nüfuz edebilmek önemliydi. Türkçülük-Turancılık tarihinin sisler arkasında kalmış isimlerinden Hocaoğlu namıyla maruf Selahattin Ertürk'e rastlamak beni ayrıca sevindirdi. Hayatının son zamanlarındaki o küskünlüğünü, kendi kendini tecrit etmişliğini farklı bir veçheden değerlendirmiş oldum.
Kadıköy'den Emek-Bahçeli'ye Aznavour'dan Cemil Meriç'e
Kadıköy'den Emek-Bahçeli'ye Aznavour'dan Cemil Meriç'eKadir Cangızbay · Ütopya Yayınevi · 20185 okunma
·
69 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.