Gönderi

"Asla 'yeteri kadar' olamıyoruz! "
Herkes eninde sonunda kendi kaderiyle baş başa kalmak zorundadır. Belki sen henüz bilmiyorsun ama hayatta kimseye yardım etmek mümkün değildir. Edemezsin! En zor iştir bu! Çevrende sevdiğin ya da senin için önemli olan bir insanın kendi sonunu hazırladığını görüyorsun, kendi çıkarlarının tam aksi yönünde çılgınca koşuyor! Kederle, hüzünle ya da bitkin bir şekilde... Bunu fark ettiğin anda kafanda tek bir şey var; ona koşmak, yardım etmek. Ama kısa sürede anlıyorsun ki bu mümkün değil! Peki bunun nedeni ne? Ona karşı fazlasıyla alttan mı aldın? Ona iyi davranmadın mı? Yeteri kadar samimi, heyecanlı ya da alçakgönüllü olamadın mı? İşte sorun tam da burada gizli. Asla "yeteri kadar" olamıyoruz. Peygamber olsan, mucizevi güce sahip olsan ve peşine havarileri toplasan yine de yeterli olamıyorsun. Zorlama kendini, kimseye yardım edemezsin. Çünkü insanın 'çıkarı' onun için iyi ya da anlamlı olanla özdeş değil. Belki o acı onun için gerekliydi! Kim bilebilir, belki dışarıdan 'onun çıkarına' aykırı gibi görünen şey, ona lazımdır! Şikayetlere çare bulabilirsin, baş ağrısına ilaç verebilirsin. Ama başının ağrımasına neden olan ruhundaki şeyin yanına bile yaklaşmak mümkün değildir.
Sayfa 114 - Yapı Kredi Yayınları
··
400 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.