Risale'ye çok vakıf olmamakla birlikte hatalı bir söylemde bulunursam mesuliyetin tamamen bende olduğunu belirterek yazıyorum;
Ben bu cümleyi okuduğumda aklıma Üstadın işaret ettiği şu ayrımı geldi ;
Üstad felsefeyi menfi ve müspet olarak iki kısımda görmemizi ister
Müsbet olan felsefe din ile uyumlu dinin emir ve getirilerini tastik edici,insanın hayatına tatbik etmesini sağlayıcı,(Yani bir tür dinsel pragmatizm denilebilir) bireyi tefekküre yaradılışın ve varlığının özünü anlamaya yaklaştıran Farabi,Gazali çizgisindeki felsefedir.Risalelerde sık sık kâinatı sorgulatıcı, varlığın özünü anlamlandırıcı örnekler vardır zaten.Mesela bir sineğin yaradılış fonksiyonundan yola çıkarak bile sayfalar dolusu ders çıkarılabilecek tefekkür felsefesi yapılabilir.
Menfi olanda ise dinden sıyrılmış varlığı,yaradılışı ve yaratılmış her şeyi bir tesadüf üzerine bina edene "bigbang" vari varsayımlara yakın; aslında cevabı gayet basit soruları oldukça sofistike eden Yunan felsefesini baz alır.
Üstadın buradaki dinsiz felsefeden kastı bu müspetten menfi olana kayış tesadüfe sarılı olarak felsefe yapma anlayışıdır zannımca.
Kelimelerin terminolojik anlamının dışında soyut ve derin manasına da bakmak gerekebilir hocam,
Kusura bakmayın yorum yapmak istedim sadece
Kim demiş olmaz diye? Akılcı ve tutarlı bir şekilde insanın varoluşunun kaynağını, dini, Allah'ı araştırmak olmuyor mu? Cümle aynen bu şekildir. Hiçbir eksik yok.