Daha kırkbeşinizdesiniz, ters giden işlerinizi toparlıyorsunuz, istediğiniz gibi bir eve taşınıyorsunuz, perdelerine kadar her şeyi ince düşünerek döşüyorsunuz ardından ölümcül bir hastalığa yakalanıp döşediğiniz o görkemli evin bir odasında acıyla kıvranıyorsunuz. Üstelik sizin dışınızda herkes hayat dolu, misafirlerin kahkahaları geliyor salondan kulağınıza.. Ne acı, ne zor değil mi? Bunları düşündürüyor Tolstoy bu eserinde.. Tabii bu kadarla kalmıyor, siz ölünce yakınlarınız neler yapacak ne kadar üzülecek ne düşünecek diye de sorduruyor.. Kadroda boş yer açıldı sevinci mi yaşayacaklar? Ölenin onlar değil de siz olmanızla mı rahatlayacaklar? Cenaze törenine katılmanın zahmetiyle mi dertlenecekler? Peki törenden sonra neler yapacaklar? Ne kadar zor sorular. İvan İlyiç benzer şeyleri düşünürken her şeyin yalan olduğunu fark ediyor. Sağlıklı insanlar da bir yalanın içinde yaşıyor, ölüm hayatımızı yalan haline getiriyor dünya için tüm çabamızı boşa çıkarıyor. Onca çaba onca zahmetle elde ettiğimiz her şeyi bir anda arkamızda bırakıyoruz. İnsanın hayatını sorgulamasına, ölüm ve dünya hakkında düşünmesine vesile olan bu hacmi küçük etkisi büyük kitabın okunması gerektiğini düşünüyorum. Zaten okuru hiç yormadan su gibi akıyor.

İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202245,6bin okunma

·

201 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Esra.