Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

238 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Sokak çocukları denilince aklınızda ne canlanıyor? Soruyla başlama adeti tutturdum kendime, böyle ilerliyorum ama kitaba da uygun bir soru bu sanırım. Çünkü kimse ne sosyal medyada yazdığı kadar duyarlı ne de bunlara etkileşim verenler kadar insanları umursayan duygusal insanlar. Neden mi? Kıyıda kenarda sokak çocuklarını görünce başka yerden yürüyorlar ama internette bu çocuklarla oyuncaklarını paylaşan durumu iyi çocukları, bir kenarda bir şekilde güldükleri video ve görüntüleri paylaşıyorlar. Dikkatimi çeken toplumsal bir tezat var burada, haksız mıyım? Yani herkes dışarıya iyi olduğunu gösterme peşindeyken, sözde kedi videoları bile binlerce beğeni alıyorken yeni doğmuş yavru kediye bile bir avuç mama vermek yerine onları tekmeleyecek kadar insanlığını kaybetmiş canlı organizmalara rastlıyoruz. Yazık. Diğer yandan bu kitabı çok dikkatle okumaya özen gösterdim. Çünkü bu kitap büyük emek harcanmış bir eser olarak çarptı hemen gözüme. Bunun en temel sebebi olarak ben direkt olarak duygusal mesaj yüklü bir deneme kitabından ziyade bizzat o sokağın sakinleri olan çocuklarla yapılmış röportajlardan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Rahmetli Ara Güler de kitaba desteğini esirgememiş. Açlık, yoksulluk, sefalet bir yana çocukların yaşadıkları travmalar, tacizler diğer yana, kalan boşluklar ise aile sevgisizliğinin verdiği o büyük keder. Yani okurken canınız acıyacak desek, haksız sayılmayız. Tabi hâlâ duygularımız kaldıysa bu çağda. Olduğu kadar... Aynı zamanda bir siyasi yönetim eleştirisi bekliyordum ama daha çok sosyal düzensizlik ve toplumsal çürümüşlük üzerine lanet eden ve okuduğumuz her acı satırda lanet ettiren sayfalar göreceğiz. Yani burada yalnızca siyasiler üzerinden gitmemiş de hepimizin suçu olduğunu belirtmiş yazar. Sanırım Nazım Hikmet’in “Yazılar” serisinin 5 numaralı kitabında da bu konuda kaleme aldığı satırlar vardı. Bu çocuklara sahip çıkılarak topluma mutlaka kazandırılması gerektiği şeklinde ama net hatırlayamıyorum üzerinden çok zaman geçti. Eylülün sonlarında okumuştum. Yıllar geçti, devir değişti, o çocuklar büyüdü ama değişmeyen tek şey yaşadıkları travma ve acılar oldu. İşin ironik ve üzücü tarafı ise bu durumun devam ettiği yönündeki inancım, kişisel yorumum tabi. Çünkü hala sokakta kalan, gidecek yeri olmayan çok çocuk var. Efendim, bazıları göçmen olunca bunların, hemen bunlara sert çıkılıyor. Göçmenler meselesinde uzun zamandır (yıllar olmuştur) bizler ülkelerine dönmelerini, vatanı için çarpışmalarını savunduk lakin aciz, kimsesiz, hayata tek başına tutunmaya gücü yetmeyecek, boşta kalınca üzülecek her çocuğun bir yetişkin olana kadar temel haklarının tüm dünyada kabul edilen yasalarca yerine getirilmesi taraftarıyız. Ufacık çocukların sokaklarda kalmalarına, soğukla, açlıkla, kısaca sefaletle mücadele etmelerine göz yumamayız. Bunların yanında dile getirmekten sakındığım çok acı bir konu ise bu yavruların tecavüze uğradığı. Bu kitap bana çok acı verdi. Ayrıca Yaşar Kemal’in siyasi görüşü dolayısıyla İslami bir isimle dalga geçtiği şeklinde bir eleştiri olabilir. Böyleleri de oluyor maalesef. Bitmek bilmeyen amaçsız kavgalar için konuları bile önemsemiyorlar. Buradaki Allah’ın Askerleri tanımı bir çocuğun kendini ve arkadaşlarını bu şekilde tanımlamasından sonra yazar tarafından da en uygun isim olarak görülerek veriliyor. Daha sonra ne olduysa Çocuklar İnsandır şeklinde bir baskı da yapılmış, alakasızca. Saçma. Hepimize iyi, anlamlı, faydalı okumalar dilerim..
Allah'ın Askerleri
Allah'ın AskerleriYaşar Kemal · Toros Yayınları · 19851,330 okunma
·
146 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.