Evrenin Hakiminin, en güzel ve en hassas yarattığı insan için dünyaya serptiği ikramlar az mıdır? Yaratıcımız, kendi sanat eseri olan insanın iyiliğini, anne babanın evladı için istemesinden az mı istiyor? İnsan daha bilgili ve ahlaklı olsa, İlahi sanatın parlaklığını ilan etmeyecek midir? İnsan meşru kazançlar elde edip fakirlerin yardımına koşsa, bu Evrenin Sahibinin sevgisinin yayılmasına katkı sağlamayacak mıdır?Eğer Evrenin Sahibi çok ve çeşitli vermek istemese, neden bu denli çok ve çeşitli yaratır? Neden yiyeceklerin bin bir çeşidine insanı bıktırmayacak ayrı renk, ayrı koku ve ayrı tat katar? Neden her birini mevsimlere bölüştürür? Neden baharı da güzel, yazı da zevkli, kışı da, sonbaharı da heyecan verici güzelliklerle donatır? Neden Onun yarattığı yağmur da güzeldir; kar da heyecan vericidir, rüzgar da coşturucudur? Neden Onun bulutlarına bakmaktan, semasını seyretmekten, denizine dokunmaktan, yıldızlarına yönelmekten mutluluk duyarsınız? Neden uyumak da güzeldir, uyanmak da? Yorulmak da zevk verir, dinlenmek de; açlık da keyiflidir, tokluk da? Neden gören kalpler için, her detay ayrı bir güzellikle donatılmıştır? Çünkü O, vermek istiyor. Çünkü O, yeryüzüne cömertliğinin sınırsızlığını anlayabilecek İnsanlar göndermiştir. Çünkü O evreni, vermek için ve ne kadar bağışlayıcı olduğunu göstermek için yaratmıştır… O zaman, çılgınlar gibi iste. Bunaldığında önce Ondan istemek aklına gelsin. Sevincini paylaşman gerektiğinde önce Ona koş. Sana çamurdan çıkarıp kabuğuyla paketleyerek sunduğu bir elmayı ısırırken, elindekinin Onun hediyesi olduğunu fark et. Bir damla balı sana sunabilmek uğrunda, binlerce çiçeğin peşinde ölümü göze alan kahraman arıları da hatırla. O zaman neden çok istemen gerektiğini hissedeceksin.