Kitabı okuduğum her ân covid-19 pandemisinin o acımasız ilk günleri geldi aklıma. O günlerden kalan korku ve endişeyi bugün hâlâ hissedebiliyorum.
Kendi sağlığımdan çok covid olduğumun farkında olmadan etrafımdaki insanlara bulaştıracağım korkusu vardı ki hepsinden fenaydı.
Kitabın kahramanı Aleq de maalesef böyle bir durumla karşı karşıya kaldı hatta daha beteri.
Aleq, arkadaşı Malik ile gitmemesi gereken eski bir maden ocağına gidiyor ve oradan kaptığı permafrost ile yeni bir salgının dünyaya yayılmasına neden oluyor.
Bu yeni salgın dünyayı etkisi altına alır ama Aleq de hiç bir belirti yoktur. Kendisi sadece taşıyıcıdır ve farkında olmadan hastalığı köydeki herkese bulaştırır.
On bir yaşındaki bir çocuğun kendisi yüzünden, en yakın arkadaşı Malik'i, büyükannesi ve büyükbabasını, sevdiklerinin, sevmediklerinin ve neredeyse köy halkının tamamı hayatını kaybeder.
Böyle bir sebebiyet küçücük bir çocukta nasıl bir travmaya neden oluyor siz düşünün.
Kitap, covid salgınında çöken sağlık sistemini, ikinci bir salgında bu sistemin nasıl yetersiz kalacağını da gözler önüne seriyor.
Ve bir kez daha görüyoruz ki olan yine sağlık çalışanlarına oluyor.
Kitabı bitirdikten sonra dediğim tek şey Allah bize bir daha böyle bir salgın yaşatmasın.
Kitap içerisindeki bilgiler ve kurgu kesinlikle okunmaya değer
Mutlaka OKUYUN ve OKUTUN
KitapRüyasından Sevgilerle