Edebiyatımızın ilk realist romanı.
Bihruz Bey'in ve dönemin gençlerinin alafranga düşkünlüğünün çalışma hayatında, arkadaş toplantılarında, aile hayatlarında ne denli yoğun yaşandığını açık bir şekilde anlatmayı başarmış bir eser. Hele Bihruz Bey'in konuşmaya çalışırken diyorum çünkü sadece Türkçe konuşmayı bir eziklik ve alaturkalık olarak görüp Fransızca kelime kullanmadan cümleyi bitirmeyişi hiç yabancı gelmiyor. Günümüzde yarı İngilizce yarı Türkçe konuşanları düşündüğümüzde Bihruz Bey'in özenti ama üzerinde bayağı duran hallerine hem acıyor hem gülüyorsunuz. Kendi hayal aleminde platonik aşkından doğan buhranlar, zihninde kendi kurduğu düşüncelere hem inanması hem onlarla yaşaması çok güzel tasvir edilmiş. Bihruz Bey'in arabalara olan sevdası ise eserin içinde yer alan "görünüşün aldatıcı olduğu " cümlesi ile çarpıcı bir gerçeklikle anlatılmış.
Not: Edindiğiniz romanda kullanılan Fransızca kelimelerin anlamlarının yanı başında parantez içinde verilmiş olmasına dikkat etmek gerek. Farklı yayınevlerinde kitabın sonunda toplu olarak verilmiş. Bu durum okuma güçlüğü doğurabilir, aman dikkat! :)