Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Başarıya giden yolda her şey mübahtır
Fakültemize bir gün panel yapmak için bir anayasa mahkemesi raportörü geldi, panel başlamadan saygı değer hocalarımızdan biri açılış için inceleme yazdığım kitaptan alıntılar ve Yusuf Has Hacip'in Kutadgu Bilig'inden alıntılar paylaşıp bunları kısaca mukayese edip, bizler Yusuf Has Hacip'in çocuklarıyız, avrupalılar ahlaksız Makyavelin çocukları gibi bir söylemde bulundu. Ben de bunun üstüne şu Makyavel'in kitabını okuyayım da ne kadar ahlaksız olduğunu kendi perspektifimden bir de ben göreyim dedim ama tahmin ettiğim gibi görüşlerim hocanın görüşleri ile örtüşmemekle kalmadı üstüne Makyavel'e karşı bir hayranlık duymaya başladım. Makyavel bu kitabı 15.yy'da Floransa kralına yazıyor amacı ise o çağdaki Atina şehir devletlerine benzeyen italyan devletçiklerini tek çatı altında toplamak(Sadece İtalya için geçerli değil bu o zamanki ülke ile bu zamanki ülke denilen şey aynı şeyler değiller, avrupa şehirkerinin merkezileşmesi için ticaretin gelişip genişlemesi gerekiyordu bunun içinde daha 100/150 yıl vardı.), kitabında da sürekli bu yolda oluşacak durumlar için öğütler de bulunuyor ve bu öğütlere çok güçlü tarihsel örnekler veriyor ; şöyle olursa eğer böyle yap, zamanında böyle yapan devletler ayakta kalmış sen de eğer devletinin akıbetini düşünüyorsan gidip böyle yapacaksın eğer böyle yapmazsan devletin ayakta kalmaz, devletin ayakta kalmazsa da sen kötü bir prensindir devletini bile bile yokuşa sürüklemişsindir. Buna örnek verecek olursak eğer, bir yeri işgal ettikten sonra ordaki halk senin kültürel mirasına sahip değilse ve ortak dili kullanmıyorsanız devletin selameti için ya o halkı yok edeceksin ya asimile edeceksin ya da öyle bir tek seferlik darbe vuracaksın ki senden korkacaklar ve sana karşı asla ayaklanamayacaklar. Başka bir örnek verecek olursak ; Prensin halkının kendisinden korkmasını sağlaması, kendisi onlara sevgi dolu biri olarak göstermesinden daha iyidir çünkü eğer sevgi dolu biri olarak gösterirse halk/vatandaşlar çıkarları söz konusu olduğunda bu sevgiyi kötü niyetle kullanabilirler çünkü insanlar nankördür ama senden korkarlarsa aleyhine bir iş yapmaktan çekinirler çünkü insanların aklı ceza ve cezalandırılmak kaygısıyla örülmüştür yani buna cesaret edemezler. Makyavel'in tüm bu anlattıkları onun ahlakı siyasete entegre etmediğine ve insanın doğasını kötü olarak gördüğüne çıkıyor yoksa böyle hard realist bir adamın hayatın olağan akışında ahlaksız görünülen şeyleri savunacağı çok abes kaçardı, sadece bunları iş "siyasete döndüğünde" savunuyor çünkü Makyavel siyasetin gerçekten nasıl bir şey olduğunu anlamış biri, eğer siyasette amaç devletin bekası, halkın selamatiyse neyi yapıp neyi yapmayacağın çok açıktır Makyavel'e göre. Benim görüşüm; her devlet yapısı, varoluşu gereği makyavelist bir bakışa sahiptir, bunu hem günümüz devletleri hem ilk ve orta çağ devletleri için söylebileceğimizi düşünüyorum çünkü her devlet daima kendi menfaatine kendi selametine bakıyor, hem dış siyasette hem iç siyasette. Kardeşini öldüren Fatih, suikastte kurban gitse de hükümeti ele geçiren Sezar, günümüzde teröre destek veren devletler tamamı makyavelist bir bakışla bunları gerçekleştiriyor, emperyalist olmayı da ben bu bakışa bağlıyorum çünkü genişlemek, başka ülkeri saf dışı bırakıp gücü attırmak, survivor süreçte çok büyük artılar kazandırır. Ayrıca refahı arttırmak için yapılan müdahaleler de refahı arttırdığı için toplum düzenini daha sağlıklı bir hâlâ getirir bu da dolaylı olarak devleti daha sağlam hâle getirir kanımca. Hülasa her devlet yapısı gereği güçlenmek, genişlemek, emperyalist olmak ister. Teşekkür.
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Alfa Yayınları · 202114,7bin okunma
·
130 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.