Sevginin gelip geçici, çocuksu olduğuna inanılan bir dönemde kavuşmak isteyen ve bu yolda tüketilen iki koca yürek.
“İnsanın bir derdi olduğunda sanki dermanını, çaresini bulacakmış gibi kime rastlarsa anlatmak ister. Anlatacak kimse bulamadığı takdirde de kendi kendine yahut taşlara, duvarlara anlatmaya mecbur olur.” Derdine, aşkına bir türlü derman bulamayan Fitnat ve Talat’ın aşkı… Kitap bana
Halil Cibran “Bil ki, derman aradıkça artar derdin” sözünün karşılığı niteliğindeydi.
Okuyan herkesi derinden etkileyeceğine inandığım bir kitap oldu.