Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Karakol Sahnesi
Sonra, leş kokulu kırmızı yumruğunu karnıma geçiriverdi, ki bu haksızlıktı ve diğer bütün aynasızlar kahkahayı bastılar, sadece komiser bezgin, sıkılmış filan bir şekilde sırıtmayı sürdürdü. Beyaza boyanmış duvara yaslanmak zorunda kalınca bütün giysilerime boya bulaştı, acıyla kıvranarak nefes almaya çalıştım ve sonra akşamın başlangıcından önce yediğim zamk gibi turtayı kusmak istedim. Ama yerde kusmuk görmek istemediğimden kendimi tuttum. Sonra bu şişman kabadayının, aynasız kankalarına dönüp de yaptığı şeye katıla katıla güldüğünü görünce sağ yumruğumu kaldırdım ve diğerlerinin cıyaklayıp onu uyandırmalarına fırsat vermeden inciğine sıkı ve şahane bir tekme attım. Bunun üzerine, etrafta zıplayarak avaz avaz cıyakladı. Ama sonra hepsi üstüme çullandılar, beni sanki çok bezgin kanlı bir topmuşum gibi birbirlerine attılar ey kardeşlerim ve taş*klarımı ve ağzımı ve karnımı yumruklayıp tekmelediler ve sonunda cidden manyak gibi kustum, hatta “Özür dilerim kardeşlerim, yaptığım hiç doğru değildi. Özür dilerim özür dilerim özür dilerim,” bile dedim. Ama bana eski gazete parçaları verip yeri sildirdiler, sonra da talaş tozu serptirdiler. Bizim Dim sırıtarak, bu lavuğun titreyen ağzına tak tak ve bam bam bam diye geçirdi, çat çut, bir sol bir sağ, böylece sevgili kankamızdan kıpkırmızı kanlar akmaya başladı –tam da o şarapçıdan akan yerlerden, sanki aynı büyük firmanın imalatıydılar– ve güzel, tertemiz halıyı ve hâlâ cart curt yırttığım kitap parçalarını lekelemeye başladı. Hangisi suçlu, hangisi suçsuz söylemek imkansız gerçekten. Şiddet uyguladığı için suçlu bulunan birinin şiddet görmesi kadar ironik bir olay yok.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,8bin okunma
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.