birine kalbini açıp içinizi döktüğünüzde, giderken sadece kendini götürmüyor, sanki size ait bir sırrı da yanına alıyor.
o zaman yalnız bile değil, eksik kalıyorsunuz.
sırf gideni değil, dökülüp kırılarak ortalığa saçılmamış eski halinizi de özlüyorsunuz.
başkalarına yaklaştıkça kendinizden uzaklaşıyorsunuz. aşkları, ayrılıkları affediyorsunuz da, sizden bir parça götüreni, hem de aldığı emanetin anlamını, kıymetini bilmeden götüreni bağışlayamıyorsunuz.