Oya Baydar’ın yazarlık dehasına hayran olacağınız tam bir kült roman “Sıcak Külleri Kaldı”…Hem Türkiye’nin yakın dönem siyasi sınıf mücadelesine tanık olabileceğiniz hem de bunu mükemmel bir kurguyla kaynaşmış şekilde sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap.70’li yılların sağ-sol çatışmaları, işçi eylemleri, sendikalaşma mücadelesi, darbe ve olumsuz getirileri,öğrenci hareketleri gibi siyasi tarihimizin en önemli dönemlerini adeta bir panorama gibi izlemeye imkan veriyor Oya Baydar.Asıl kahramanımız Ülkü Öztürk gibi görünse de aslında romanı şekillendiren ve her biri bir sınıfı temsil eden üç ana karakter daha görüyoruz.Bunlardan ilki Arın Murat, soylu bir aileye mensup, iyi eğitimli, suya sabuna pek dokunmayan devletsever bir tip çiziyor.Zaten ilerleyen sayfalarda Arın Murat’ı devletin üst kademelerinde görev alırken görüyoruz.İkinci ismimiz ise Ömer Ulaş.Ömer orta sınıf bir aileden, iyi eğitimli, sol devrimi ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmek isteyen ,adeta bu ideal için yaşayan tam bir görev adamı.Son olarak da Mehmet İliç.Mehmet İliç toplumun en alt kesiminden gelen ,işçi sınıfına mensup, devrimi işçi sınıfının ekonomik özgürlüğü olarak gören kişileri temsil ediyor.Roman bu üç ana sınıftan karakterin Ülkü Öztürk ile olan ilişkilerini ve arka planda da siyasi tarihimizin bir resimini çizerek ilerliyor.Peki Ülkü kendini hangi sınıfa , hangi görüşe konumlandırıyordu?Ülkü bize sınıfsal arada kalmışlığın bir portresini çiziyor aslında.Nereye gitse hangi görüşe yanaşsa bir tarafıyla oraya uyumsuz kalıyor.Sanki son kısmı kalmış bir puzzleda yerine oturmayan o son parça gibi.Ülkü’yü ılımlı bir sol görüş sempatizanı olarak tanımlardım ben.O devrimi şiddetle veya aşırı idealist Marksçı düşüncelerle yorumlamıyordu.Öncelikle bu arada kalmışlığı Arın Murat ile olan aşklarını yaraladı.Ne Ülkü kendisini Arın’ın ailesine ne de Arın’ın ailesi Ülkü’yü onlara layık göremedi.Ülkü, devrimci hareketin öncüsü Ömer Ulaş ile evlendi.Ancak hiçbir zaman bir aşk ilişkileri olmadı ve Ömer’in aşırı idealizmi Ülkü’ye Ülkü’nün ılımlı yanı Ömer’e iyi gelmedi.Sol gruplarda tanıştığı Mehmet İliç’i çok sevse de kafaları hiçbir zaman uyuşmadı.Aralarında dil, anlayış, hayata bakış farkları vardı.Ülkü ne kadar ılımlı bir profil çizse de o da döneminden nasibini aldı ve görüşleri yüzünden işkence de gördü , çocuğunu da kaybetti, ülkesi ve ailesinden kopmak zorunda da kaldı.Bu hikayede bahsettiğim tüm karakterler aslında uğruna hayatlarını adadıkları yolda birer birer başarısızlıkları tattılar.Arın’ın devlete onca hizmetinden sonra yine o inandığı devlet tarafından öldürülmesi, Ömer’in sosyalizmin kalesi Sovyetler’in yıkılışı ile inancını kaybetmesi, Mehmet İliç’in oğullarının birinin ülkücü birinin solcu görüşleri kabul edip birbirine namlu doğrultacak konuma gelmesi,Ülkü’nün aşkını, oğlunu, ülkesini ve hayat amacını kaybetmesi…Okuduklarınız o kadar gerçekçi hissettiriyor ki insanın hangi sınıfa mensup olursa olsun kayıplar verdiğini, acılar çektiğini, imtihanlara tabi tutulduğunu görüyorsunuz.Hayatını dayandırdığı değerlerin bir bir yıkıldığını görmek bir insanın görmek isteyeceği en kötü sondur belki de.Acısı ve tatlısıyla, kazançları ve kaybedişleri ile birbirinden farklı ama bir şekilde kesişmiş hayatların romanı…Okuyun ve okutun derim…

Sıcak Külleri KaldıOya Baydar · Can Yayınları · 2016861 okunma

·

123 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.