Mısır çöllerine giden Santiago adında Endülüslü bir çobanın hikayesini okuyoruz. Yavaş yavaş sindirerek okuduğum romanlardan birisidir herhalde. Aslında üst üste gördüğü rüyadan yola çıkıp bu kadar derinlemesine yol katedeceğini hiç düşünmemiştim. Okurken aynı zamanda bizlere de bir çok şeyi aşılıyor. Rüzgarın, kumun, güneşin varlığını... Hatta sadece yaşamakta olduğumuz hayatı derinlemesine görmemizi sağlıyor. İç sesimize kendimize değiniyor. Kişisel Menkıbe ve Evrenin Ruhunu net bir şekilde ilmek ilmek işleyen bir roman. Okurken kendinizi verirseniz, alacağınız kendi hayatınızda uygulayacağınız dolu şey var. Bıraz daha anlatırsam spoiler vereceğim Simyacı ve Santiago sizi özleyeceğim Alıp okumaya başlayanlara şimdiden keyifli okumalar