"Savaş bittiyse bir cenahtan bir boru sesi geldi mi?
hayır, gelmedi."
Gelmedi gelmeyecek de.. Ne insanın içindeki savaş bitti diyince bitiyor ne de askerin harp meydanından dönünce ruhundaki, zihnindeki savaşı bitiyor.
Savaş meydanlarda kalmıyor çünkü..
Kitabımız 20. yüzyılın büyük kanlı savaşlarının ilk işareti olan Rus-Japon (1904) savaşının, insan psikolojisinin üzerindeki yıkımını konu alan bir eserdir.
Eser iki bölümden oluşuyor. Savaşın verdiği korku, delilik, vahşet halini bir subayın bölük pörçük günlüğünden ve savaşa katılmamış kardeşinin yazdıklarıyla. Andreyev savaşın tasvirini yapmak yerine insan ruhuna bıraktığı karanlığı, yıkımı ve sonuçlarını irdelemiştir.
Kitabın belli bir kurgusal düzeni yok. Ama
muhteşem üslubundaki akıcılık okuyucuğu çıldırma halinin girdapları arasında dolaştırıyor. Savaşla birlikte insanlıktan çıktıkları anda deliliğe sığınan kişilerin trajik hikâyesini okuduktan sonra bir kez daha savaşa lanet okuyorsunuz.
Kitabın ismi ve kapak tasarımı çok isabetli olmuş. Konu bütünlüğü açısından oldukça başarılı. Daha ilk sayfalardan
Kapıların Dışında (#174818629) kitabını anımsattı bana. O kitabı beğenenler mutlaka bunu da okumalı. Ben de güzel bir insanın önerisi üzerine okudum. :) Sizlere de tavsiye ediyorum.
Kızıl KahkahaLeonid Andreyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20195.4k okunma
bunu bir fısıltı halinde çarçabuk
ve yeminle söylemişti
yeminle çünkü yemindi olduran olduracak olanı
yemindi aşkın aşkla bakıştırıldığı sahra.. diye devam etmiş İsmet Bey ☺️