Vincent hayatı boyunca sahip olduğu psikolojik bozuklukları sanatına yansıtmamaya büyük bir özen göstermiştir. Hayatını sanata adadığı için sanatı kendinden bile üstün tutmuştur. İntiharından önce ki eserlerinde kendi psikolojisinin bozukluğunu mümkün olduğunca az yansıtmıştır. Sanatı, kendisinden ziyade, hayatla hep barışıktır. Resmin ne olabileceğine dair düşüncelerimizi değiştirmeyi başarmıştır.
“Van Gogh'un intiharının sanatıyla hiçbir ilgisi yoktur- yapıtları bağımsızdır... Resimleri sonradan efsaneye dönüşen bir adamın, büyük enerji ve özgünlüğüne sahip, esin kaynağı olan bir ressamın bize armağanıdır. Bir fener gibi bize yol gösteren eserleri insanlığın temel yaratıcı doğasını aydınlatır.” (syf:97)
Burdan da Vincent'ın eserleri ile ne kadar zıt bir kişiliği olduğunu rahatça anlayabiliriz.
Ayrıca Van Gogh'un hayatı hakkında bazı doğru bilinen yanlışlar ve ek bilgilerle bu iletiyi bitirmek istiyorum:
Van Gogh hiçbir zaman "Van Gogh" adıyla ünlenmek istememiştir. Bu durum eserlerine sadece adıyla "Vincent" olarak imzalamasından bellidir. Ayrıca hayatı boyunca tek bir eser satmıştır ve sattığı bu eserin olduğu sergide kendisine "Van Gogh değil Vincent" olarak söz edilmesi gerektiğini söylemiştir. Ayrıca bu sergi, o dönemin ünlü ressamlarıyla birlikte eserleri sergilenmiştir. (Hatta o ressamlardan biri bunu kesin bir dille reddettiği için sergiden kovulmuştur.) Bu yüzden bizim bildiğimiz "öldükten sonra ünlendi" ifadesi kısmen yanlıştır çünkü ünlü ressamlarla birlikte sergilendiği için eleştirmenlerin de ilgisini çeken bir ressam olmuştur. Ayrıca tek bir eser satmis olması da bir başarıdır. Ve Vincent başarıyı "başarı, neredeyse başa gelebilecek en kotu şey" olarak tanımlar.
Yapılan eleştirileri iyi veya kotu olsun istememiştir ancak kendisinin elestirilmis olmasi bir kere ona ufak çaplı bir ün de getirmiştir.
“Van Gogh, acı ve trajik bir ölümle yaşamını yitiren başarısız bir adamdı ama mistik ruhu ve deliliğe eğilimi onun olanaksızı düşlediği anlamına gelirdi.” bu Vincent 'ın ölümünden sonra yapılan ilk eleştirilerden biridir.
Efsaneleşmesi ise abisi Theo'nun zaten bozuk olan fiziksel ve ruhsal durumu abisinin intiharı ile daha çok çökmesi ve sonucunda abisinden 1 yıl sonra ölmesi ile Theo'nun eşi Johanna'nın Vincent'tan kalan mirası en iyi şekilde kullanması ile gerceklesmistir. Johanna 1890ların sonunda yapılacak bir sergiye Van Gogh'un bazı eserlerini göndermiştir.
Bu serginin zamanının mükemmel olması (20.yüzyıla giriş, yeni jenerasyon, yeni ressamlar), çoğu ressamın uğrak noktası olması ve genç ressamların Vincent'ın eserlerini örnek alıp onun tarzını yaşatması sayesinde Vincent Van Gogh efsaneleşmiştir.
Van Gogh
·
36 görüntüleme
Vincent'ın eserlerini "Vincent" olarak imzalamasının nedeni olarak "soyadını kullanmak istemiyor" ifadesini kullanmak da kısmen yanlıştır çünkü bazı araştırmacılar böyle imzalamasının nedeninin kendi idollerinden birinin de eserlerini sadece ismiyle imzalamasını örnek aldığını söyler.
Ayrıca kardeşine "sattığı" eserler sayılmaz çünkü onları kardeşine gönderiyor ve gelişimine bakmasını, kardeşinden destek almasını istediği için eserlerini gönderiyor. "Satmak istediği için" değil. Theo Vincent'ın gönderdiği her esere para gondermemistir. Bunun dışında düzenli olarak Vincent'a para yardımı yapmıştır. Bu yüzden "Van Gogh hayatı boyunca sadece kardeşine bir eser sattı." İfadesi yanlıştır. Sattığı ilk eseri "Kırmızı Üzüm Bağı" Les Vingt sergisinde Ressam Éugene Boch'un eşi Anna Boch'a satılmıştır.
Ayrıca Vincent'ın son dönemlerde girdiği ruhsal bunalımın, depresyonun nedenini "asla mutlu bir aile kuramadığı" ve "asla bir evladı" olmadığına baglanilir. Hatta Theo'nun oğlunun ismini "Vincent Willem Van Gogh" koymasından çok etkilenmiştir ve yeğenine doğum-yaşam-ölüm döngüsünü yansıtan çiçekli bir tablo çizip hediye etmiştir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.