Herkese selam. Disney'in en sevdiğim masalıdır Güzel ve Çirkin. 91 yapımı olması doğum yılım açısından önemli kılar benim için. Ama özellikle Bella karakteri güçlü kadın karakter noktasında bir baş yapıttır bana göre. Prens'ten mutlu son beklentisi olmayan, evlilik diye ölüp bitmeyen bir kadındır. Yalnızdır, bağımsızdır, dışarıdaki seslere kulak asmaz. Dediğim gibi ayrı bir yeri var bende. Bu sebeple hikayeyi bir de Çirkin'in ağzından dinlemek keyif verir sanmıştım. Ancak beklediğimi bulduğumu söyleyemeyeceğim. Prensi bu kadar eril okuyacağım aklıma gelmezdi. Tamam sevmeyi, aşık olmayı, değer vermeyi bilmeyen bir prens biliyoruz ama narsistik, kadını aşağılayan, küçük gören, değersiz kılan bir boyutta olduğunu da bilmiyordum. Bunu yazanın bir kadın olması da midemi ayrı bulandırdı. Prensin, nişanlısı Tulip karakterine karşı sergilediği terbiyesiz tutumu ve kızın da "aşık" olduğu için her şeyini sineye çekmesi beni çileden çıkardı. Bir ara mafya kitabı mı okuyorum noluyor dedim. Yazarın soy adının Valentino olması acaba İtalyan mafyatikliğine bir gönderme mi yapmak istemiş düşüncesini doğurmadı değil. Konu olarak aynı olayları okuyoruz ufak tefek değişiklerle (Gaston'un prensin arkadaşı olması gibi...). Bu arada gerçekten prens öyle bir prens olarak gözümüze sokuluyor ki iticilikte Gaston'un eline su dökemez. Velhasıl ortalamanın bir tık üstü bir kitaptı benim için. Güzel ve Çirkin'in benim gibi orijinal hikayesine gönül vermiş bir insansanız sevebileceğinizi düşünmüyorum. Kitapta çoğu cümlenin sonunun da -yordu kalıbıyla bitmesi beni de ayrı yordu. Keyfim kaçtı. Villains serisi oluşturulmak istenmesi düşüncesi noktasında başarılı ancak oluşturulan prens karakteri kesinlikle hayal kırıklığı. Herkese keyifli okumalar...