Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Film önerisi...●》 ANA-YURDU...!
‘Ana Yurdu’ yılın en başarılı görülen yerli yapımlarından. Ulusal ve uluslararası festivallerden bolca ödül aldı. En son, Ankara Uluslararası Film Festivali’nden En İyi Film ve En İyi Yönetmen de dahil olmak üzere altı ödülle ayrıldı. Çok çarpıcı bir anne-kız hikâyesini konu alan filmi, yönetmeni Senem Tüzen’in röportajından....; ●Siz bu filmle “Annelik kutsal değildir” mi diyorsunuz? – “Anneliğin kutsallaştırılma biçiminde sorun var” diyorum. Saf ışıktan ibaret, bembeyaz, kristalize bir anne imajı dayatılıyor kadınlara. O yüzden hepsi dünyanın en iyiliksever, en verici annesi olmaya çalışıyor. Bu anne ideali altında eziliyorlar. En temel eleştirim bu. Yoksa annelere ya da anneliğe saldırmak gibi bir amacım yok. Annelik dünyanın devamlılığını sağlayan temel döngü. Bedeninden yeni bir varlık çıkarmak çok muhteşem bir şey. Benim itirazım; düzenin, bu tip muhteşem şeyleri ele geçirip kendi yararına kullanmasına… ●Toplum anneliğe neden böyle kutsuyor sizce? – Çünkü sistemin temel değerlerini yeni nesle aktaran, anneler… ‘Anne ne kadar dokunulmazlık sahibi olursa, o değerler de sonraki kuşaklara aktarılırken o kadar az hasar görür’ inanışı var. ●Toplumun iki başat gücü; ‘erkeklik’ ve ‘annelik’ karşısında ‘anne olmayan/yalnız kadın’ ezilmeye mahkûm. Siz buna da itiraz ediyorsunuz… – Evet. Kadınlar da sistem içinde yerlerini alıp kendi aralarında bir hiyerarşi oluşturuyor ve birbirlerini erkek bakışına göre yargılıyor. Anne olan kadın, anne olmayana yukarıdan bakıyor. Anneanne olan yani ‘bilge kadın’a dönüşmüş, seksüelliğinden arınmış olan da anneye… Ama hepsinin üstünde yine erkek var. Birbirimize erkek gözüyle bakıyoruz. Yoksa bir kadın, bir kadına ne diye “O…” diye hakaret etsin ki? ●“Dünyayı kadınlar yönetse barış içinde oluruz” diyenlere katılıyor musunuz? – Hayat denge meselesi… Bir tarafı inkâr edip bütün iktidarı öbür tarafa vermenin kötü sonuçlarını yaşıyoruz. Bunu tersine çevirmeye gerek yok. Amerika’da başkanlık için yarışan Hillary Clinton, temsil ettiği değerler açısından Bernie Sanders’tan çok daha erkek. Condoleezza Rice’ı hatırlarsınız… Ya da Tansu Çiller’i… Ne kadar ‘kadınlar’ o anlamda? ●Haluk Bilginer “Tanrı diye bir şey varsa kadındır. (…) Erkek üretmenin ne olduğunu bilmediği için kolay öldürür” dedi. Ona katılıyor musunuz? – Neden böyle düşündüğünü anlıyorum; bu sistemde genelde merhamet duygusu yüksek olanlar kadınlar. Ama o da yine ezilmişlikten geliyor. ‘Tüm kadınlar çiçektir ve çiçekler su ister’ diye bir reklam vardı, Haluk Bilginer’inki de o tip bir yüceltme sanki. Ve her yüceltme de bir anlamda bir köşeye sıkıştırma…
·
213 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.