Dönemin hâkim algısına uygun şekilde Müslüman coğrafyada yanlış gittiğini düşündüğü bazı işlerin düzeltilmesinde ve özellikle yükselen Batı etkisine karşı çıkabilme hususunda yegâne tutamak noktası olarak öncelediği bu kavram, onun bakış açısında bir yönüyle devlet yapısı içerisindeki ıslahatları, diğer yönüyle Müslümanların yaşamlarındaki yanlışlıkların giderilmesini, bir başka yönüyle de özellikle dinî ilimler sahasında tecdîd düşüncesi ekseninde şekillenen yeni bir yaklaşımın yerleştirilmesi faaliyetlerini içerisine almaktadır.
Reşid Rıza klasik medrese öğrenimi görmemiş, ancak kendi çabası ve aldığı özel derslerle bu açığı kapatmaya çalışmıştır. Okuduğu okul itibariyle tam manasıyla modern bir mektepli olduğunu söylemek de mümkün değildir. Herhangi bir Batı dilini bilmemesi hasebiyle Batı düşüncesini ancak yaşadığı dönemde sayısı son derece az olan tercüme eserler ve Batıcı yaklaşımı savunan kişilerin telifleri vasıtasıyla tanımaya çalışan Reşid Rıza'nın klasik alim prototipiyle, modern bir mektepli arasında sıkışıp kalan ve hayatı boyunca bu ikilemi yaşayan birisi olduğu ifade edilebilir. Bu durumun gerek İslâmî ilimler sahasında yazdığı eserlere, gerekse çağdaş düşünce ve kavramlara ilişkin değerlendirmelerine olumsuz tesiri olmasına rağmen onun, yaşadığı dönemin Müslüman dünyasındaki etkisi yadsınamaz. O, gerek aktif bir şekilde içerisinde yer aldığı faaliyetlerle, gerekse Menâr dergisi vasıtasıyla eğitim, siyaset ve özellikle fıkıh sahasında dile getirdiği düşünceleriyle birçok insan için otorite konumuna yükselmiş birisidir. Dünyanın her yerinden Müslümanların özellikle çağdaş meselelerle ilgili sorularına dergisinde verdiği fetvalar bu durumu göstermektedir."
Sayfa 21Kitabı okudu
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.