Aydaki Adam TanpınarTürk edebiyatında “fantastik roman” türünün en belirgin örneklerini veren Nazlı Eray, düş ve gerçekliğin iç içe olduğu, gerçeküstü kurmaca bir âlem ile sıradan günlük hayatta alışkın olduğumuz mekân ve kişilerin bulunduğu sanat ve siyaset dünyasının tanıdık simalarının da yer aldığı Aydaki Adam Tanpınar romanı 2014 yılında okuyucuya sunulmuştur.
Eray, eserlerinde etkilendiği ünlü kişilerin biyografilerinden, otobiyografilerinden, anılarından ve günlüklerinden edindiği izlenimleri, kendi süzgecinden geçirip, yeniden kurgulayıp ve gerçek ile harmanlayarak eserlerini kaleme alır. Bu bağlamda onun eserlerinde Marilyn Moore, Che Guevera, John F. Kennedy, Mario Antoinette, Mozart, Roberto Cavalli gibi farklı yönleriyle ön plana çıkan kişileri roman kahramanına dönüşmüş bir şekilde bulabilirsiniz. İşte bu noktada Aydaki Adam Tanpınar romanı da yazarın fantastik dünyasında bir roman kahramanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aydaki Adam Tanpınar romanı, anlatıcının reel zamanla (2014) Tanpınar’ın Narmanlı’da yaşadığı 1960’larını aktardığı hayal zaman arasındaki olaylardan oluşmaktadır. Romanda, “Duşize Hanım”, “Oda”, “Ay”, “Alay Emini Sokağı”, “Dolunay Sineması”, “Baba”, “Kurs”, “Benim Gecem”, “Alaboz Gece”, “Gece Odası”, “Muazzez”, “Müdür İsmail Bey”, “Karanlıkta İki Kişi”, “Hayatın Gece Hali”, “Aynadaki Adam”, “Şişhane’deki Ayna”, “Mehmet Kaplan”, “Kristal Palas”, “Şişli’deki Çatı Katı,” “Su Gibi Akıyorum”, “Şişli’deki Teras” gibi bölümler olağanüstü olayların gerçekleştiği bölümler iken, “Selami’yle Akşamüstü Konuşmaları”, “Zürih Pastanesi” başlıklı bölümler ise gerçek yaşamı resmeder.
Aydaki Adam Tanpınar’daki ana anlatı eksenini; anlatıcının bir rüya içinde Ankara’dan İstanbul’a giderek Tanpınar’ın Narmanlı Yurdu’nda kaldığı odasını ziyaret etmesiyle başlayan ve gerçek kişilerin hayal dünyasında gerçekleşen diyaloglarıyla çözümlenen, yazarı anlama çabası yatmaktadır.