Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Film önerisi....●》Fehér Isten (Beyaz Tanrı)
Cannes’ın en cüretkâr filmlerini kapsayan Belirli Bir Bakış bölümünde En İyi Film ödülünü kazanan Beyaz Tanrı’nın alabileceği en manidar ödüle layık görüldüğünü söyleyebiliriz. Annesi kısa bir süreliğine yurtdışına çıkınca köpeği Hagen ile beraber babasının yanına taşınmak zorunda kalan Lili’nin öyküsüymüş gibi başlayan film, köpeğin sokağa bırakılmasıyla beraber zincirlerinden boşanıyor. Bir orkestrada saksafon çalan Lili’nin ergenlik sancılarıyla, bir başına kalan “iyi aile köpeği” Hagen’ın sokağın acımasızlığıyla yüzleşmesi birbirine paralel bir şekilde kurgulanıyor. Lili’nin öyküsü bir büyüme hikâyesine evrilirken, Hagen’ınki de bir melodram olarak başlayıp bir aksiyon filmine ve en sonunda Tarantinovari bir intikam öyküsünün işlendiği bir gerilime dönüşüyor. Yönetmen bütün bu türleri bir arada tutarlı bir şekilde kullanmayı başarırken anlatısının içine Fareli Köyün Kavalcısı masalını hatırlatacak öğeler de yerleştiriyor. Ve bu ‘tür kokteyli’ni daha da ileri götürerek filmini son düzlükte adeta bir distopyaya çeviriyor. Bir isyan filmi olarak özetlenebilecek olan Beyaz Tanrı’nın güçlü yönlerinden bir diğeri ise seyirciyi insanlardan çok köpeklerle özdeşleştirmeyi başarabilmesi. Ölü bir dananın bir soğuk hava deposunda parçalanmasını tüm detaylarıyla göstererek başlayan film öykünün ilerleyen bölümlerinde karşımıza çıkacak olan insan kaynaklı şiddeti de aynalamış oluyor. Kasaplara satılmak üzere depolarda saklanan hayvan bedenlerini tüketilecek şeyler değil, birer ceset olarak gösteren Beyaz Tanrı oldukça sıradan olabilecek bir mizanseni tekinsiz bir hale getiriyor. İlerleyen bölümlerinde Hagen’ın bakış açısından çekilmiş sahneler de filmin insan karakterlere karşı mesafe almasına yardımcı oluyor. Kornél Mundruczó metaforları ve göndermeleri fazlasıyla bariz olan bir filme imza atmış. Anlatıdaki bu açıklık, kesinlikle yüzeysellikle sonuçlanmıyor. Tam aksine, izleyicinin bakış açısını eğip bükebilmesini sağlayarak Beyaz Tanrı’yı ilgi çekici bir seyirlik haline çeviriyor. Fakat filmin son bölümünün, cesur estetiğinin yarattığı etkiyi düşürdüğü söylenebilir. Avusturyalı romantik şair Rainer Maria Rilke’in “bizi ürküten her şey sevgimize muhtaçtır” sözüyle başlayan film, arızalı düzeni sadece ‘sevgi’yle tamir etmeye çalışan bir naifliğe sahip. Her ne kadar Beyaz Tanrı söylemsel boyutta zayıf kalsa da, filmin sinema duygusu her sinemaseverin kalbini çalacak kadar güçlü. (Ali Deniz Şensöz, Altyazı)
··
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.