Eseri okuma sürecimin başlarında
yoğun bir anlatım beklentimin
aksine uygun bir ruh hâlinde olmadığım için
eserin kapağını kapayıp
ruhumun dinlenmesini bekledim.
(Çünkü kitapların da ihtiyacı
vardır
geride kalanlar gibi
doğruya en yakın
olduğuna inanılan
zamana.)
Kendi emeğiyle bir yerlere gelmek isteyen
sonucu değil de süreci tercih etmeye çalışan
edebi bir karaktere -Eda'ya- ruh üfleyen Özgür Urtekin'in kaleminin son derece akıcı bulduğumu ifade edebilirim.
Yeşilçam filmlerini yayımlayan kanallardan herhangi birinde denk gelebileceğimiz cinsten bir eserdi.
Genel itibarıyla tercih ettiğim türden olmasa da beklentimi kırdığım andan itibaren zevkli bir okuma süreci geçirdim diyebilirim.
Bu tarz eserlerin
Reading Slump dedikleri döneme şifa niteliğinde olabileceğini düşünüyorum.