19.yyın sonlarında yayımlanan bu güzel eser, yazarının tek romanı statüsünde. Eser bir atın hayatını yine bir atın ağzından yaşanan olayları konu almış. Eser içinde bulunulan yüzyılda atların çektiği eziyete ve acımasızlığa dikkat çekmek için yazılmış olsa da insanın bu eserden insan olarak çıkaracağı birçok ders olduğuna inanıyorum. Jack London gibi bir hayvanın ağzından kendi hayatını okumak ve yaşanan olaylarda insanların takındığı tavırlar gerçekten büyüleyici bir üslupla okuru sürükler nitelikte. Bu tarz kitaplar okuduğumda ne yalan söyleyeyim aklıma ilk gelen kişi Jack London. Ama tarz olarak kendini aşmış bu insanın başka eser yayımlamaması gerçekten çok üzücü. Kitabı ilk kez ortaokul yıllarında okumama rağmen hiçbir kalıntı kalmamış aklımda. Daha önce okuduğumu hatırlamaktan başka. Ama iyi ki de kalmamış, çünkü tadına vara vara okudum eseri. Akıcı ve okurun dikkatini daima canlı kılan olaylar zinciri eseri bana göre ilkler arasına alan özelliklerdendir. İyilik dostluk hakkaniyet ve daha birçok güzel duyguların sembolleştirildiği bu güzel eser, gelecek nesillere daima kalmayı daima hak ediyor bence. Basit ve sade anlatımla, betimlemelerde ve olay akışını nakletmedeki maharet bence eserin okurun sıkılmasına asla müsaade etmiyor.

Siyah İnciAnna Sewell · Kapra Yayıncılık · 20208,7bin okunma

·

25 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.