Gönderi

352 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 25 hours
Koğuş, ilk sayfasından içine çeken yalın ve akıcı anlatımı, gizem yönü kuvvetli kurgusu ile merakla okuduğum bir kitap oldu. Gizem unsurlarının kitabın bütününde varlığını koruması sebebi ile sonunun hızlı bağlandığını ve çok derinlik içermediğini düşünsem de; bir sayfası bile durağan olmayan üslubu ve ilgi çekici olay örgüsü ile keyifli ve anı unutturan bir okuma süreci geçirdim. Sibylle Aurich, gözlerini bir hastane odasında açar. Hafızasında neden hastanede olduğuna yönelik belirgin bir anı olmadan uyanan Sibylle; doktor tarafından 2 ay komada kaldığı yönünde bilgilendirilir. İlgi çekiçi nokta, bütün hayatını net bir şekilde hatırladığı oğlu Lucas konusunda kimsenin bilgi sahibi olmaması ve bir oğlu olmadığının kendisine kesin bir şekilde ifade edilmesidir. Kafası karışan ve kendini çaresiz hisseden Sibylle hastaneden kaçar ve eşi Johannes ile yaşadığı evine gider. Ancak eşi kendisini tanımamakta, Sibylle Aurich'in kaçırıldığını iddia etmekte ve hiç çocuğu olmadığını söylemektedir. Tanımadığı bir dünyada yalnız kalan ve kime güveneceğini bilmeyen Sibylle'i neyin gerçek , neyin zihninin oyunu olduğunu sorguladığı tehlikeli bir takip süreci beklemektedir. Psikolojik gerilim türünde kolay okunan yapısı, her dönemeçte ilgiyi koruyan gizemli olay örgüsü ve bir sayfası durağan olmayan işleyişi, gerçeklik-sanrı sorgulamaları ile bu tarz hikayelerinden hoşlananlara önerimdir.
Koğuş
KoğuşArno Strobel · Pegasus Yayınları · 2016329 okunma
·
301 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.