Kitabı henüz bitirdim, bu sebeple aklımda toparlayabildiğim kadarıyla yapacağım bir inceleme olacağını belirteyim. Öncelikle kitaptaki karakterleri veya olay örgüsünü özetlediğim bir inceleme yazısı olmayacak çünkü zaten dilerseniz internetten yapacağınız çok basit bir aramayla bu bilgilere erişebilirsiniz. Bu incelme Serenad'ı kendi bakış açımla ele alacağım bir inceleme olacak. Kitabımız Livaneli'nin okuduğum dördüncü kitabı ve bu kitapların üçünü peş peşe okudum. (Son Ada, Kardeşimin Hikayesi ve Serenad) Diğer iki eser de bende hatrı sayılır etkiler bırakmış olmasına rağmen sadece Serenad için bir inceleme yazısı yazma gereği duydum. Bu da benim kendi çapımda Serenad'ı başkalaştırmamın ispatıdır. Öncelikle hikayeyi güçlü bir kadın karakterin ağzından dinliyoruz. Maya Duran; anneannesi Kırım Türkü, babaannesi Ermeni olan bir 'Türk' kadınıdır. Aslında bu cümle için bile kitabın özeti diyebiliriz. Maya Duran'ın üst soyunu oluşturan bu iki kadının Türkiye tarihinde nasıl kimliksizleştirildiklerini okuyoruz kitapta. Bunların yanı sıra Maya'nın yolu işi gereği Alman asıllı bir profesör ve onun Yahudi soykırımına uğrayan 'eşi' ile kesişiyor ve bu karşılaşma ile hayatı tamamen değişen maya; varlığını, yakın siyasi gelişmeler sonucunda bir hiç uğruna feda eden bu kadınların hikayesini anlatmaya adıyor. Kitabı okurken Livaneli'ye bir kez daha hayran kaldım. Gerçek hayatta karşılaştığımızda bilgi birikimine, hayat tecrübesine hürmet göstereceğimiz bu kadar çok karakterin tek bir yaratıcı zihinle tasarlanmış olması bu yaratıcı zihinin ne kadar saygı duyulası bir zihine sahip olduğunu gösterir. Özetle okuduğunuzda ve okuttuğunuzda sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacak bir eser. Şimdiden iyi okumalar...

SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,9bin okunma

·

296 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gökhan Ercan