Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Saate bakarken üşüyor insan. Rüzgarın dilini anlamaya çalışıyorum, yağmur damlaları tercüman olmaya çalışıyor. Yeni Caminin kubbesiyle gökkube aynı renk. Kurşun rengi kulak çınlaması gibi ağırlaşıyor, ruhun derinlerinde rezonansını buluyor. Sükûtun başladığı yere kadar uzanıyor hudutları. Farkına varamadığımın farkına varıyorum. Farkına varamadığım ne kadar çok şey varmış! Kaotik renklerden kurşunî tonlara geçiş, siyah ile beyazın tam oranlı birleşmesi, ses ile sükûtun tam ortasında beliren acziyet dalga boyuna denk düşüyor... Yanımda üşüyen adımlar Yeni Caminin merdivenlerini tırmanıyorum... İçerisi soğuk. En ön safın rütbesine talip oluyorum. Genç bir hâfız öyle güzel okuyor ki. İçime içime yürüsün diye gözlerimi yumuyorum. Nurlu beyaz elleri hayal ediyorum. Hayalen de olsa başımı kaldıracak takatim yok, ancak sakalının ucunu hayal etmeye cüret edebiliyorum. O ellerin sahibine nasıl Kur'an okumuştu Abdullah ibn Mes'ud? Gözlerim nemleniyor. Ezana az kalmış, keşke biraz daha dinleyebilseydim. Secde ayeti geliyor, biz secdeye gidiyoruz. Hûd Suresi neden ihtiyarlatmadı beni? Soru sormak istemiyorum... Üşümem geçti sanki. Zaman soruların diliyle konuşuyor gibi geldi bana, Kur'an konuşunca sorular sussun istedim... Camiden çıkarken burnum akıyor. Yol arkadaşım, rüzgar ve yağmur ile birlikte vapura doğru ilerliyoruz. Rüzgarın dili sertleşmiş. Yağmur damlaları yine tercüman. Azar işitiyorum yağmurdan ve rüzgardan. Dalgalar da katılacak birazdan işittiğim siteme. İskelenin içinden Üsküdar'a doğru bakıyorum. Karabataklar denizle muaşaka ediyor. Gâip kelimeler kurşunî renklere sevdalanmış. İskelede hafifçe birikmiş sular. Üzerine yağmur damlaları düşüyor. İstemsiz... Sin harfini şın harfine dönüştüren noktaları görüyorum sanki. Hz. Peygamberin şu sözünü çok sık tekrar ettim galiba bu sıralar: "Sîn-i Bilal'ün hayrun şınikum." (Bilal'in sin'i sizin şın'ınızdan hayırlıdır.) Bilal Efendimiz Habeşli olduğu için şın harflerini tam çıkaramazmış. Durumu Efendimize şikayet etmişler. O da yukarıda arz ettiğim ifadeyi buyurmuşlar. Üsküdar'ın dîbâçesi bu iskele. Üsküdar'a dair kelimeler beliriyor. Bir perde var Eminönü ve Üsküdar arasında. Âh şın harfinin noktaları. Yağmur tanelerinin suyun üstünde bıraktığı izler... Hangi gâip kelimenin hecesi onlar? Saate bakarken üşüyor insan. Üşümek neyin tezahürüydü bende bugün?
·
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.