Thomas More un Ütopya'sında
sınıfsız bir toplum vardır. Altın, gümüş gibi madeni eşyaların hiçbir değeri yoktur. Çünkü herkes ihtiyaç duyduğu
şeylere rahatça ulaşabildiği için bunlara ihtiyaç duymazlar. Ütopyalılar barış yanlısıdırlar hayvanları çok sevdikleri gibi insanları da çok
severler. Fakat savaşmak zorunda kalırlarsa bunu ahlaki normlara göre yaparlar. Teslim olunduğu takdirde yağma yapmazlar. Sivil halka dokunmazlar.
Özel mülkiyet kavramı yoktur. Bunun yerine ortak mülkiyet kavramı vardır. İnsanlar kapılarını kilitlemezler, ihtiyacı olduklarını bir başkasının evinden
rahatça alabilirler. Ütopyalıların hepsi birbirleri için çalışır. Hatta 30 hane bir yönetim kurabilir. İnsanların siyaset konuşması yasaktır, Bütün dinlere
tolerans gösterilir.
1500'lü yıllarda yazılmış ve günümüzde Ütopya severlerinin beğendikleri aynı zamanda eleştirdikleri
bir kitap. Thomas More düşlediği sınıfsız toplumu aynı zamanda özel mülkiyetin olmadığı
bir sosyal yapıyı kurduğu Ütopyaya yerleştirmiş. Fakat sınıfız bir toplumdan bahsedilen
bu kitap, sosyalist bir ütopya değildir. Gariptir ki bu Ütopya'da her ne kadar sınıfsız bir toplumdan bahsedilse de kölelik olgusu vardır. Sanırım kölelik unsuru da ortaçağ
olgusu olduğu için Thomas More bunu eserine yansıtmış. Ama Ütopya'da bahsedilen kölelere
zulüm edilmez, aç bırakılmaz yani orta çağ köleliği ile bir alakası yoktur.