Gönderi

415 syf.
·
Not rated
·
Read in 20 days
Tanpınar’ın kendine özgü bir tarzı var öyle ki kurgulanan olaya kendinizi kaptırıyorsunuz ancak bu esnada hayatı sorguluyor insanları düşünüyor varoluşsal sancılar çekiyorsunuz. Saatleri ayarlama enstitüsü nde olduğu gibi huzur romanında da konunun sonu ne olacak diye okurken bir yandan da düşünce tarzım yeni ufuklara yelken açtı. Biraz da kitaptan bahsedecek olursak temelde Mümtaz ve Nuran’ın aşk ele alınıyor. Bu öyle bir aşk ki aslında tam olarak toplumumuzu yansıtan, çocuğu olan boşanmış bir kadının bekar bir erkekle evlenmesinin uygun görülmediği, aslında herkesin bu çiftin yüzüne gülerken arkasından durumun ne kadar yakışıksız olduğundan bahseden, zorlu, bir arkadaş ölümünün araya girdiği, kavuşmalı bitmeyen bir hikaye. Ancak öyle güzel bir hikaye ki öyle güzel bir sevmek ki… bir adam düşünün mümtaz gibi sevdiği kadından her şeyi seven. Onu beklemeyi seven, onun heyecanini seven, onun yorgunluğunu kendi yorgunluğu sayan, sevdiğinin her şeyinde lezzet bulan bir adam. Ve bu sevgi öyle yüce ki sevilen kadına yani Nuran’a kendisini etrafındaki şeyleri yeniden yaratıyor hissi veren, yücelten bir duygu. Fakat Tanpınar’ın dediği gibi insanoğlu güzel her şeye düşmandır. Kendi saadetini, bununla kalmayıp başkasının saadetini de yıkmak ister çünkü mutluluk insanın omuzunda taşıdığı bir yüktür.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916.5k okunma
·
301 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.