Bazı kitaplar sizi bulur. İşte bu kitabımızda kitapçıda beni buldu diyebilirim. Kitabımızı bu platformda daha önce görmüştüm, ismi ve kapağı yüzümü güldürmüştü. Bir ara okumalıyım, diye düşünmüştüm. Kitapçıda istediğim kitapları pek bulamadım ama yine de 1,2 kitap alıp çıkmak üzereyken gözüme ilişti kitabımız. Sıcacık, turuncu kapağıyla “Gel beni al” diyordu sanki. Böylece kitaplığımda kendisi de yer edinmiş oldu.. ;) Hem yazarımızla hem de bu nahif kitabıyla tanışmak beni mutlu etti. Sıcacık, umut dolu, yaşanmış hikayeleri okumak mutluluk verici çünkü.. Kitabımızın içerisinde yazar:“ Çocukluğunu doyasıya yaşamaya çalışan bir çocuğun çabası gelecekte bir gün kitaplara bile konu olabilirdi.” cümlesiyle aslında kitabın konusunu biz okurlara veriyordu. Kitabımız benim için iki bölümden oluşuyor. Birinci kısım Şeker Portakalıʼna çok benzeyen, okudukça bu kitabı akla getiren ilk yüz sayfa, ikinci kısım ise kitabın asıl özgünlüğünü yakaladığı, kendini bulduğu son kısım.. Kitabı okurken tam olarak bu düşüncelerle ilerledim.. İçeriğine çok fazla değinmek istemiyorum ama “Şeker Portakalı” kitabını okuyanlar benzerlikleri görecektir. Diğer yandan gerçek bir hayat hikayeden yola çıkarak kurgulanması kitabı ilginç kılıyor. İki farklı kültürde olsa dünyanın farklı yerlerinde aynı hikayeler yaşanabiliyor. Son sayfalarda kahramanların fotoğraflarına da yer verilmiş ayrıca. Benim bu tarz ayrıntılar hoşuma gidiyor. Çocuk kitabı olarak yer alsa da kitabımız yetişkinlerin de severek okuyacaklarını düşünüyorum.( Kitabın beni bulması çocuk kitabı bölümüne son anda uğrama isteğimden ileri geliyor, anlıktı..) Çukurovaʼnın bir köyünde portakal çiçeklerine hayran, duygularıyla dünyaya bakan bir çocuğun hikayesi okunmaya değer.. Çocuklara örnek olacaksa böyle kahramanlar örnek olmalı. Öğrencilerime, miniklere, sevdiklerime hediye edebileceğim güzel mesajlar içeren, sıcacık bir kitap. Okurken portakal çiçeğinin kokusu burnuma gelmedi değil hani. Bir de artık gelincik tarlası gördüğümde beyaz gelincik bulabilir miyim acaba, diye düşünürken aklıma kitabımız gelecek.. Ayrıca araya da kitap sayesinde Yılan Kaleʼyi, Şahmeran efsanesini kısa da olsa sıkıştırıyor minik bir bilgi elde etmiş oluyoruz.. Kitabımızda geçen şu cümledeki gibi: “Acıların varlığını kabul ederek sevinçleri en tepelere taşımalıydık.” diyorum ve kitaptaki gibi bir çiçeği incitmeye kıyamayacak insanların çoğalmasını temenni ediyorum. Kitapla kalalım.. İyi okumalar diliyorum..

Portakal ÇiçekleriÖzgür Balpınar · Timaş Genç · 2022418 okunma

··

308 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.