Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
·
Puan vermedi
Hayat bir aile için tüm engellere rağmen güzel olabilir belki fakat bir engelliye rağmen de güzel olabilir mi ? Üstelik bu bir değil, iki taneyse bir de? ■Anormal bir çocuk sahibi olmaktan hiç korkmamış olanlar el kaldırsın. Kimse elini kaldırmadı. Herkes bunu düşünür, tıpkı depremi, dünyanın sonunu, sadece bir kez olacak bir şeyi düşünmek gibi. Benim dünyam iki kez karardı." Sf10 Böyle demiş baba iki yıl arayla iki engelli oğlu birden doğunca.Thomas ve Matheu adlı iki masum bebek dünyaya getirmişler.İlk etapta gayet sağlıklı görünürlerken zaman ilerledikçe diğerlerinden normal olmadıklarını fark etmişler ve bu da onlarda büyük bir yıkım olmuş.Durum hazmedilmesi kolay bir olay gibi değil.Böyle özel durum bir evladı olmayan aileler için karşıdan atıp tutmak kolay görünse de ve onlar size "Allah'ın bir imtihanı" gibi söylemlerle avutulmaya çalışılsalar da bu çocuklara sahip olan ailelerin ister istemez bu imtihana onların neden maruz kalmadıklarını düşünmelerine neden oluyor. Çünkü onlar çocuklarıyla hiçbir zaman gururlanamayacaklar, çocukları asla bir kitap okuyamayacak, onlarla sanattan, siyasetten, spordan asla söz edemeyecekler, asla evlenemeyecekler, ilelebet ölene dek haylaz birer çocuk olarak kalacaklar.Onlarla doğru düzgün fotoğraf çekilmeye bile korkar olacaklar.Çünkü yüzlerine uzun uzun dikkatli bakmadıkları çocuklarının yüzlerinin fotoğraflarda hiç normal görünmedikleri gerçeğini görecekler. İki kardeşten büyük olan daha erken bir yaşta dünyaya veda ediyor. Baba bu duruma üzülse mi sevinse mi, iki ucu paslı değnek.Ama engelli bir çocuğun üzüntüsü de elbet normal bir çocuk kadardır bir ebeveyne göre.Hatta çocuğun bahtsızlığı, o ölünce bu üzüntüyü belki de iki kat derinleştiriyordur, bunu da şu alıntıyla perçinleyebiliriz: ■Hiç mutlu olmamış, dünyaya sadece acı çekmek için ufak bir gezinti yapmaya gelmiş olan birinin ölümü korkunç bir şeydir. Bir gülümseyişinin anısını saklamak bile çok zor. Sf 62 Engelli çocuk sahibi aileler için yaşam hiç de göründüğü gibi kolay değildir. Engelli bir çocuğun doğumu ile birlikte ebeveynler beklenmedik zorluklar ve ihtiyaçlarla karşılaşırlar. Engelli çocukların ailelerine katılmasıyla birlikte ebeveynler ilk aşamada şok, durumu inkâr etme, suçluluk duyma, hayal kırıklığı, ani krizler, özgüven ve kendine saygı eksikliği gibi tavırlar sergileyebilirler. Engelli bir çocuğa sahip olan ebeveynler kendi yaşamlarını yönetme aşamasında zamanlarının büyük bir kısmını özel bakım ve ilgi görmeleri gereken çocukları ile geçirecekleri gerçeğini göz önünde bulundurmak durumunda kalırlar.Bu noktada anne ve babaların farklı baş etme mekanizmaları geliştirdiklerini görüyoruz.Anneler geleneksel aile rolleri çerçevesinde çocuğun ilk elden bakımını üstlendiği için üzüntü, keder, öfke ve ağlama gibi duygu geçişlerini sıklıkla yaşayabiliyor.Bu sebeple bu öfkenin sonucudur, kitapta geçen annenin çocuklarını bırakıp terk etmesi.Kimse o anneyi de bence kötü bir anne olmakla suçlayamaz.Bu çok farklı bir psikoloji.Tam anlamıyla durum hakkında sağlıklı bir empati yapabilmek için aynı durumu tecrübe etmek gereklidir. Çünkü çocuğun engel durumu tüm aileyi etkilese de annelerin, bu durumdan babalardan daha fazla etkilendiğini düşünüyorum.Anneler genellikle çocuk yetiştirmekle sorumlu tutulurken babalar ise ailenin finansal ihtiyaçlarını karşılamakla sorumlu tutulmaktadır.Bu sebeple anneler ve babalar farklı baş etme stratejileri geliştirme yoluna gitmektedir. Babalar daha çok duygularını bastırma, geç saatlere kadar çalışma veya evden uzak durma gibi önlemler alma yoluna gidebiliyorken, anneler üzüntü, keder, öfke ve ağlama gibi duygularını geniş bir yelpazede deneyimleme ve yaşadığı duygusal zorluklar hakkında daha fazla konuşma eğiliminde olabilmektedir.Bu sebeple kitaptaki annemiz için bu bir yerde dayanılmayacak bir noktaya gelmiş olabilir ve bu süreç onun için hiç kolay olmasa da bu tükenmişlikle baş edememiş olabilir Kitap benim için çok fazla şok edici olaylar barındırmadı fakat duygu yoğunluğu fazla bir kitaptı benim için.Ailemizde herhangi bir engelli birey bulunmuyor fakat bundan sonra olmayacağı anlamını da taşımıyor olabilir.Konu hakkında herkesin sağduyulu olması gerekiyor bana göre ve hassasiyet gerektiren bir konu olduğunu düşünüyorum, okuyabilirsiniz.
Nereye Gidiyoruz Baba?
Nereye Gidiyoruz Baba?Jean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20092,988 okunma
··
1 artı 1'leme
·
1.176 görüntüleme
Simge okurunun profil resmi
Ne kadar uğraşsak da yeterince empati kuramayacağımız bir durum sanırım.. Annenin, babanın, ailenin ama belki en çok da engelli bireyin durumu can yakıcı. Tek bir şans olan yaşamlarını böyle geçirmeleri adaletsizliğe olan öfkemi arttırıyor. Ve anne babanın da bunu sürekli sorguladıkları düşüncesi.. Sayfa 62deki alıntı durumu ne de güzel özetlemiş aslında, 'Bir gülümseyişinin anısını saklamak bile çok zor.' Keşke hiç olmasa, hiç yaşanmasa.. Ama ne yazık ki hayatta bu da var. İnceleme için ellerine sağlık..🌸
UFUK okurunun profil resmi
Evet incelemenin bir bölümünde söyledim ben de zaten bu durumu, bu durumun empatisini yapabilmek için bizzat bu durumu tecrübe etmek gerekir, ne kadar seni anlıyorum desek de boştur.Bu durumu aynı evin içinde onlarla beraber vakit geçiren bilir.Sindirimi hiç kolay bir durum değil, dışarıdan ahkâm kesmek çok kolay görünüyor hepimize ama bu özel durum tüm aile bireylerinin yaşamını baştan sona etkiliyor. Teşekkür ederim güzel düşüncen için🌸
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.