Gönderi

196 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 31 hours
Yazarın daha önce bir kitabını daha okumuştum. O kitabı Anadoludaki alevilikten, Pir Sultan Abdal’dan bahsediyodu. Tabi başka bilgiler de mevcuttu. Aleviliğin aslında ne kadar farklı olduğunu ve dini katliamlardan dolayı nasıl da insanların çevrelerindeki dinlere göre uyarladığını anlatıyordu. Bu kitabında da verilen zaman aralıklarında Alevilerin yaşadıkları katliamlar, baskılar, zulümler anlatılıyor. Bunun dışında Aleviliğin tanımından, tarihi anlamından, neden şu anki anlamına geldiğinden bahsediyor. Çok güzel ve manidar bilgiler var. Bol bol alıntı yaptırdı bana zaten. Önceki kitabına da aynı yorumu yaptığımı hatırlıyorum bu kitabında söz edeceğim. Alevilik aynı geçmişten gelen bilinç seviyesinde ruhani yaşanan bir ritüel. Aynı zerdüştlük, budistlik vs gibi. İnsanlar ışıktır her şeyi yaratan da insandır her şey bu bilinç seviyesinden geliyor. Aynı holografik evrende anlatıldığı gibi. Işıklar yaşayıp tekrar ışık oluyor kendi devrini tamamlayana kadar. Bu inanış sadece Alevilikte değil de çok eskilere dayanan kadim dinlerde de mevcut. O yüzden çok özel. Fakat malesef ki asimile ediliyor bir çok şeyin bilinmesi istenmiyor. Uyanış istenmiyor. Bu nedenle Alevilik Müslümanlıkla birleşip Ali’ye ve Ehlibeyt’e dayandırılıyor ayakta kalabilmek için. Ama sorsanız kim bilir ki çoğu Alevi hala bu inançta. Öz yitirilmiş. Hayatta kalma dürtüsü her şeyi unutturmuş. Her zamanki gibi hep ezilmiş ve öldürülmüşler. Geçmişteki isimler bile değiştirilmiş. Yazar kaynakçalarını da belirterek güzel dayanaklandırıyor. Herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Diğer kitaplarını da okuyacağım yazarın mutlaka.
Aleviliğin Kayıp Bin Yılı (325-1325)
Aleviliğin Kayıp Bin Yılı (325-1325)Erdoğan Çınar · Kalkedon Yayıncılık · 200763 okunma
·
90 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.