Vi Keeland dedin mi benim romance damarım kabarıyor. İlk okuduğum kitabı Oyuncu'ydu ve yanlış hatırlamıyorsam bir gecede bitirmiştim. O günden sonra da yazar ne yazsa okudum. Her biri birbirinden güzeldi. Aslında konular hep tanıdık. Klişe demek istemiyorum. Aslında "klişe " kalıbı benim gözümde kötü bir şey değil. Severim klişe kitap okumayı. Konusuna herkes nefretten doğan aşk demiş. Hayır efendim, bu insancıklar zaten lise yıllarından beri âşık birbirine. Sadece ailelerinin karşılıklı nefreti yüzünden sanki onlar da nefret etmek zorundaymış gibi hissediyordu o kadar. Dedelerinin âşık olduğu kadın, son derece politik bir karar vererek ikisini de seçmemiş ve yalnız kalmayı tercih etmiştir. Ancak yıllar sonra artık öldüğünde otelin hissesini iki aileye bırakmış ve tabiri caizse buyurun kapışın demiş. En yüksek teklifi veren %51 hisseyi alır ve diğerine karşı ezeli bir galibiyet sağlar. Fikir güzel de kurguya ettiği hizmet boşta kaldı sanki. Karakterlerimiz arasındaki itişmeye ve cinsel çekime o kadar odaklandık ki aralarındaki rekabeti okuyamadık. Yine de güzeldi. Vi Keeland ne yazsa okurum diyen biri olduğum için elbette tavsiyedir. Hiçbir şey olmasa bile yazarın kalemi efsane!

RakiplerVi Keeland · Yabancı Yayınları · 20211,031 okunma

·

77 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Berna Aslıhan