Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Bilmek ya da bilmemek, olmak ya da olmamak... Felsefe yapmak ya da yapmamak :) Yarısını anlayıp yarısını anlamadığım, tamamen cümle olmaktan uzak kelimelerin anlamsal pragraflar oluşturmaya çalışmaları izlemek gibi bir kitaptı. Bu kadar çok okunup konuşulduğunu göre anlayan çoktur diye düşünüyorum... Yazar kitabının çoğu yerinde dinin ve ilah anlayışının saçma olduğunu, insanların dine tabi olmakla aslında kendilerini tutsak ettiklerini ve daha pek çok saçma sapan kalbi boşluk ve bunalımlarını anlatmış. Özellikle ölüm, inanç, zevk, özgürlük, zaman, mutsuzluk, kader gibi konular üzerinde kısa kısa yazılar yazmış. Özellikle bir bölümü tamamen intiharın insanın en doğal hakkı olduğunu, özendirici bir tarzda şöyle anlatır; " bu dünya elimizden her şeyi alabilir, bize her şeyi yasaklayabilir ama kendimizi yok etmemizi engellemeye kimsenin gücü yetmez. Bütün aletler buna yardımcı olurlar, bütün uçurumlarımız buna davet ederler bizi.... Dinlerin kendi elimizle ölmeyi yasaklamalarının nedeni, bunda, tapınakları ve tanrıları aşağılayan bir itaatsizlik örneği görmeleridir..." Çürümenin Kitabı denilince aklıma gelecek en doğru şey; doğru-hak inanca sahip olmamış, iman ve Rab sevgisi ile dolmamış kalplerin, beyinlerin nasıl da çürüyüp, kokuşmuş kelimeler ve ölü cümleler kurduğudur. Bu kitap heyecanı, canı, ruhu var olma bilincinden uzak, ölüden farkı olmayan fikirlere sahip bir yazarın kitabıdır. Neredeyse her bölümünde sorgulama, eleştiri, tanrı ile bir çatışma halı mevcut. Varoluş amacını, yaşama gayesini, dünyaya gönderiliş sebebini unutmuş, çökmüş çürümüş, kadere bile lanet saçma şey (s47) diyen bir yazar. • Kitaptan bazı bölümler kitabın ana fikrini ele alıyor; * "Bir tanrıyı yakışıksızca seven kişi, başkalarını da onu sevmeye zorlar, buna razı olmazlarsa onları yok etmeye de hazırdır. Hiçbir hoşgörüsüzlük, ideolojik taviz vermezlik veya din yayıcılığı ki, şevkin hayvanî temelini açığa vurmasın. Hele insan ilgisizlik melekesi'ni bir yitirsin: Potansiyel bir katil haline Hele fikrini tanrıya dönüştürsün: Bunun sonuçları sayılamayacak kadar çoktur. Ancak bir tanrı ya da tanrı taklitleri adına insan öldürülür: Akıl Tanrıçası'nın, ulus, sınıf ya da ırk fikrinin yol açtığı aşırılıklar Engizisyon'un ya da Reform'unkilerle akrabadır. Kanlı marifetler konusunda coşku dönemlerinin üzerine yoktur: Azize Tereza ancak yakılan insanlarla çağdaş olabilirdi, Luther de köylü katliamlarıyla... Mistik krizlerde, kurban iniltileriyle veed iniltileri birbirine paraleldir... Darağaçları, zindanlar, hücreler, ancak bir imanın gölgesinde çoğalır-ruhu hepten sarmış olan o inanma ihtiyacının gölgesinde." * "Hakiki katiller, dinî veya siyasi düzeyde bir ortodoksluk kuranlardır; mümin ile mezhep sapkını arasında ayrım yoktur." * "Bir inanç için acı çekmiş olandan daha tehlikeli varlık yoktur; en büyük zalimler kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkar." " Bir ilahı yıkmak zahmetsiz bir iş değildir; onu yükseltmek ve ona tapmak için gereken kadar zaman lazımdır bu iş için. Zira onun maddi simgesini yok etmek kâfi gelmez, basit bir şeydir bu; ilahın ruhtaki kökleri yok edilmelidir." • Mutsuzluk bilinci üzerine; Her şey, unsurlar ve fiiller, seni yaralamada elbirliği ederler. Burun kıvırmanın zırhına mı bürünmelisin? Kendini bir tiksinti kalesinde tecrit mi etmelisin? Insanüstü kayıtsızlıklar mı düşlemelisin? Zamanın yankıları seni son yokluklarının içinde de mağdur edeceklerdir... Kanamanın önüne hiçbir şey geçemediğinde, fikirler bile kırmızıya boyanır, ya da tümörler gibi birbirinin üzerine tırmanır. Eczanelerde varoluşa karşı hiçbir özel ilaç yoktur - yalnızca palavracılar için küçük ilaçlar... Peki berrak, alabildiğine eklemlenmiş, vakur ve kendinden emin ümitsizliğin panzehiri nerededir? Bütün varlıklar mutsuzdur; ama ne kadarı bunu bilir? Mutsuzluk bilinci, bir can çekişme aritmetiğinde ya da Devasızlık sicilinde boy göstermeyecek kadar vahim bir hastalıktır. Cehennemin itibarını düşürür ve zamanın mezbahalarını kır şiirlerine çevirir. Hangi günahı işledin de doğdun? Hangi suçu işledin de varsın? Acın da kaderin gibi sebepsiz. Hakikaten acı çekmek, nedenselliği bahane göstermeden dertlerin istilasını kabul etmektir; çılgın tabiatın bir lütfu gibi, bir negatif mucize gibi... Zaman'ın cümlesinde, insanlar virgüller gibi yer alırlar; sense, onu durdurmak için, nokta olarak hareketsizleştin." İyi okumalar...
Çürümenin Kitabı
Çürümenin Kitabı
Çürümenin Kitabı
Çürümenin KitabıEmil Michel Cioran · Metis Yayınları · 202110,3bin okunma
·
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.