Kerametleri
En yakın müridi olan Ebû Bekr el-Verrak (Kuddise Sirruhû) şöyle anlatır:
“Bir gün Hakim-i Tirmizi bana bazı cüzler (parça parça yazılar) ve bir risale vererek: “Al bunları Ceyhun Nehri’ne at” buyurdu.
Bunları aldım fakat atmaya gönlüm razı olmadı, götürüp evime gizleyerek yanına geldim. Sonra “Attın mı?” diye sordu ve: “Ne gördün?” dedi. Ben: “Hiçbir şey görmedim.” dedim. “O halde onu atmadın, tekrar git ve onu suya at.” dedi.
Hemen geri döndüm fakat hem atmanın acısı hem de göreceğim şeylerin heyecanı beni şaşırtmıştı. Evden cüzleri ve risaleyi aldım ve suya attım. Derhal su ikiye ayrıldı ve kapağı açık olan bir sandık meydana çıktı. Attığım cüzler ve risale onun içine düştü ve sandığın kapağı kapandı, su da eski halini aldı.
Hakim-i Tirmizi (Kuddise Sirruhû)‘nun yanına geldim ve gördüğüm şeylerin hepsini anlattım.
“Tamam şimdi atmışsın.” buyurdu.
Ben dayanamayıp: “Efendim bağışlayınız. Allah’u Te’ala’nın hakkı için bu işin sırrını bana anlatınız.” diyince:
“Büyüklerin ilmine (tasavvufun akıl ermez bilgilerine ve eşsiz hallerine) dair bir risale telif etmiştim. Onun ince mânâlarını keşf ve idrakten akıl acizdi. Bunu, kardeşim Hızır (Aleyhisselam) benden istedi. O sandığı onun emri ile bir balık oraya getirdi. Allah’u Te’ala da suya, bu sandığı ona ulaştırması için emir verdi” buyurdu.
Sayfa 26Kitabı okudu
·
51 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.