Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

154 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
Dikkat Spoiler içerir
Shakespeare'in diğer bazı trajedileri ve tarihsel oyunları gibi Macbeth de kaynağını gerçek olaylarla söylenceyi aynı potada eriten Holinshed'in ünlü tarihinden alır. Holinshed Tarihi'nde güçsüz, hatta beceriksiz bir kral olduğu söylenen Duncan Shakespeare'in elinde Tanrı'nın kutsadığı ideal hükümdara dönüşür: Bir kralın sahip olması gereken erdemlerin tümünü kendisinde toplayan, etrafındakilerin saygı, sevgi ve sadakatle hizmet ettiği, layık olanları cömertçe ödüllendiren bir hükümdar. Holinshed'e göre Macbeth İskoçya tahtı üzerinde hak iddia edebilecek konumdadır ve Duncan'ı öldürüp yerine geçtikten sonraki ilk on yıl boyunca iyi bir kral olarak tanınır; Banquo ise Macbeth'in Kral Duncan'ı öldüreceğini bilir, hatta yardım edeceğini söyler kendisine. Buna karşılık Shakespeare'in yarattığı Macbeth tahtı düpedüz gasp ettiği gibi krallığının ilk gününden itibaren kanlı bir despottur. Shakespeare'in Holinshed'deki malzeme üzerinde yaptığı değişiklikler tek bir gayeye yöneliktir: Macbeth'e yükselme arzusu ve politik hırs dışında, bizlere makul görünebilecek hiçbir amaç veya mazeret tanımamak. Bu yüzden Macbeth'in davranışlarını bir ölçüde anlaşılabilir kılacak, en azından ilk cinayeti mazur gösterecek herhangi bir nedene yer vermemiştir oyunda. İlk cinayete giden yolda Leydi Macbeth'in payı hiç de yadsınamaz doğrusu. Kocası eve vardığında, işi bana bırak diyerek yaptığı planı açıklar ve nasıl davranması gerektiğini anlatır ona. Duncan'ın uşaklarını sarhoş edip cinayeti onların üzerine yıkma fikri de yine Leydi Macbeth'e aittir. Onun düşüncelerine kulak misafiri olan bizler Leydi Macbeth'in bu işte aktif bir rol üstlenmesinin kraliçe olma arzusundan değil, Kenneth Muir'in işaret ettiği gibi, Macbeth'in krallığı çok istediğini bilmesinden kaynaklandığını sezeriz. Macbeth'teki isteği eyleme dönüştürecek psikolojik ortamı hazırlamaktır yaptığı şey aslında. Kocasının tereddütlerine, hatta başarısızlık endişesiyle vazgeçecek gibi olmasına karşın bir an bile tereddüt etmez, onu korkaklıkla, erkek olmamakla suçlayarak harekete geçmeye zorlar. Macbeth ise cinayet fikri aklına girdiği andan itibaren huzursuzdur. Duncan'ı öldürmesinin toplumu ayakta tutan sadakat bağlarının tümünü hiçe saymak anlamına geldiğini çok iyi bilir. Ama kral olmayı aklına koymuştur bir kere. Hiç olmazsa bu korkunç cinayetin sonuçlarına hükmedebilmeyi, ilk kötülüğün zincirleme kötülüklere yol açmamasını diler. İlk cinayetten sonra karı-koca arasındaki ilişki de değişikliğe uğrar. Leydi Macbeth'in eşi üzerindeki etkisi Duncan'ın öldürülmesinden sonra yok olup gider; Macbeth atacağı adımları karısına danışmaz olur. Feminist e1eştirmenlerin işaret ettiği gibi Leydi Macbeth bundan böyle kadın ve eş rolünün sınırları içine çekilmek zorundadır. Kocasının kral olması için her şeyi göze almıştır ama tahtın ne Macbeth'e ne kendisine mutluluk getirmeyeceğini de kısa zamanda anlar. Macbeth Shakespeare'in diğer kötü adamlarına benzemez: III. Richard ve Iago gibi karakterlerin aksine, yaptığı kötülüklerden hiç de zevk almaz; dahası, ilk cinayetini işlediğinde gerçekten acı çeker; sözlerine bakılırsa benliğinde bir iç savaş yaşanmaktadır. Doğrunun, yanlış ın ne olduğunu bilen, ileriyi görme yeteneği olan bir adam niçin kötülüğü seçer? Pek çok eleştirmen onun Duncan'ı öldürmesini politik hırsına bağlar. Macbeth'teki trajedinin tanımı ne olabilir? Oyunun Aristoteles'in Poetika'sındaki tanıma pek de uymadığını görüyoruz aslında. Gerçi burada da, kişinin yaptığı hatalar sonucunda talih ibresinin mutluluktan felakete çevrilişine tanık oluruz ama Macbeth'i Kral Oedipus gibi karakterlerden ayıran önemli bir fark vardır: Bilmeden hata yapan biri değildir o; tam aksine, kötülüğü bile bile kucaklar ve sürdürür. Bu açıdan Shakespeare'in III. Richard'ını anımsatır bize. Ancak Duncan'ı öldürmek düşüncesi aklına girdiği andan itibaren bu eylemin sonuçlarından ürkmesi, hatta suçluluk duyması onu Richard'dan ayıran en belirgin farktır. Öte yandan Kral Lear gibi trajik karakterlerin çektiği acılar genellikle kendilerini tanımalarına neden olurken, beraberinde bilgeliği ve olgunluğu getirir. Macbeth de acı çeker ama onun için böyle bir dönüşüm söz konusu değildir. Belki de Macbeth'in trajedisi, geleceğe hükmetmeye çalışırken kötülüğe giden yolda attığı her adımın ona azap vermesinden, ahlaki değerlerden ne denli uzaklaştığını bile bile yoluna devam etmesinden kaynaklanır. *Cevza Sevgen
Macbeth
MacbethWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922,4bin okunma
·
88 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.